Kulakları sağır eden sessizlik…

15 Mart 2023, 08:09

224 kez okundu.

Depremden sonra maddi manevi desteğini esirgemeyen vakıflar, belediyeler, cemiyetler, dernekler ve hayır kurumları ilanihaye burada kalacak değiller. Zaten birçoğu şehri terk etti. Yardımlar azaldı, birkaçı dışında aşevleri önündeki kuyruklardan eser kalmadı.

Panik havası ile şehirden ayrılanların da yavaş yavaş memleketlerine döndüklerine dair duyumlar alıyoruz. Dışarıda kal da, ne zamana ve nereye kadar.

Çadırlar da sökülecek bir müddet sonra. Evli evine, köylü köyüne dönecek. Düne kadar köyden, kırsaldan şehre akın vardı, göç vardı, şimdi madalyon tersine dönmeye başladı, şehirdekiler güvenli bölge olan kırsala, köylere dönüşe geçti.

Artık normale dönme vakti desek de, kendimizi teselliye çalışsak da, neredeyse depremin kırkı çıkacak, deprem sonrasında derin sessizlik var. İşyerleri hasar gören, mağdur olan insanlar kadar, fabrikalarda çalışan binlerce insan, aş ve iş derdine düştü.

Mahalle, okul, askerlik ve yol arkadaşlıklarından sonra edindiğimiz deprem arkadaşlarımız arıyor merkezden veya gittikleri yerlerden. İyi temenniler, sağlık dilekleri vs…

Enkaz altında kalan ya da kalmaya müsait, çok hasarlı işyerlerimiz kadar hasar gören evlerimiz var. Toy, stajyer çocukların verdikleri raporlar bile konut sahiplerine uykuyu haram edince, yerine ehliyetli, güvenilir kimselerin rapor vermesi istendi, çok hasarlı binalar yeniden tetkik ve inceleme sonucu az hasarlıya dönüştü.

Ama o ilk gece deki ruh hali, panik hali rüyalarımıza girer oldu. O psikoloji ile yaşıyoruz araçlar içinde, okullarda ve camilerde.

Aklımızda ise ne zaman içine taşınacağını bilemediğimiz evlerimiz, enkaz altıda kalan ve kalmaya müsait işyerlerimiz…

Bir rivayete göre 170’in üzerinde müteahhit tutuklandı. Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan dahil, etkili ve yetkili kimseler, malzemeden, işçilikten çalan ve insanlara diri diri mezarlar inşa eden müteahhitlerin affedilmemesi gerektiğini haykırıyorlar adeta.

Ve bazı gerçekleri, dilinin ucuna gelse de söyleyemediği, söylemekten çekindiği, imtina ettiği sözcükleri, küfürleri içine atarak, derin sessizliğe gömülenlerle karşılaşıyoruz.

Sessiz ama her an patlamaya hazır bomba gibi çoğu.