Kral çıplak deme zamanı geldi, geçiyor beyler!

05 Temmuz 2023, 11:43

205 kez okundu.

Silkinin, toparlanın, kendinize gelin biraz! Yazın havalar sıkıcı, bunaltıcı, kavurucu sıcakları beynimizde omlet yaparken, uyanın artık!

Bakın deprem neredeyse 5’inci ayına geldi dayandı. Bu şehrin kaybedecek zamanı olmayınca, sadece yükü Büyükşehir Belediyesinden omuzlamasını beklemek yanlış olurken, herkes elini taşın altına koysun, koyacak diyoruz da, iş ‘da…’ da kalıyor.

Bir ucundan sen tut diyorsun, kenara çekiliyor, topu taca atıyor insanoğlu. Ama eleştiriye gelince, maşallahı var, sanki yüksek lisans yapmış bu meselede, üstüne yok, önüne kim gelirse veryansın ediyor.

Bu şehirde etkili ve yetkili olduğunu söyleyenler, sorumluluk sahibi olduğunu her fırsatta belirtenler, abiler, ablalar, bakıyorum hepsi de şehri ayağa kaldırma, ihya ve inşa etme konusunda uzmanlar. Sanırsın üniversitede bu meselede tez hazırladılar.

Ekranlara çıkıyor birileri, sorular hep aynı, klasik, birbirinin benzeri, kopyası, taklidi. Fakat ezber bozan yok, ‘kral çıplak’ diyen zaten yok.

Ortada bir hasta var, teşhisi de konulmuş, oysa neşter vuran yok. Ameliyat masasına yatan da neşter için doktor bekliyor.

Ezber bozan sorular sormayı da kimse ya akıl edemiyor, ya ‘ayıp olur, adamı küstürmeyelim, yoksa bir daha yayınımıza çıkmaz!’ düşüncesinden hareketle, önceden kağıda yazılmış, ezberlenmiş aynı sorular sorulurken, dinleyen de bıkıyor, zaten tatminsizlik yaşıyor insanlar, kapatıverip, başka mecralara dalıyorlar.

Hadi bakalım, bu şehrin bir fotoğrafını çekin, içinde kendinizi arayın. Bulabilecek misiniz acaba!

Madem bu şehir insanı yoruyor, madem bu şehrin yükü ağır, sorunları dağ gibi, çektiğin fotoğraf içinde kendini aradığında, gördüğünde ne hissedeceksin!

Bunu bir sor, sorgula!

Yok! ‘Bana değmeyen yılan bin yaşasın! Ben ekmeğime bakarım!’

Tamam ekmeğine bak, ye de, yine de bir bak o deprem görmüş fotoğrafa. Net misin, flu musun, gör kendini.

Şapkayı önümüze koyup düşünmemiz lazım. Şu son 10 senede bu şehir başbakan yardımcısı gördü, bakanlar gördü, genel başkan yardımcıları gördü. Gördü de ne oldu, boyumuz mu uzadı, kanayan yara durdu mu, yılan hikâyesine dönen sorunlar çözüme mi kavuştu?

Hadi örnekleyelim, Ilıca’nın yolu mu yapıldı?

14. km. Çağlayancerit-Dulkadiroğlu yolun ihalesi yapılmıştı, çivi mi çakıldı, kazma mı vuruldu, yola kepçe girdi de biz mi görmedik!

Aksu Çayı madem temizdi, üstelik raporu da vardı, niye çimmedik şöyle cana siner!

Fay hattı üzerine, Necip Fazıl Şehir Hastanesi bitişiğine kadın doğum hastanesi yapılıyor, hiç mi akıllanamadık, hiç mi ders almadık! Bir ikinci felakete, yıkıma, zarara davetiye çıkartmak için matbaacı ile ortak mısınız!

Devam edelim mi? Peki…

Bu şehirde herkes akıllı. Kimsenin, kimsenin aklına ihtiyacı yok. Konuşsan, ‘Aklını kendine sakla!’ cevabı alıyorsun. Bu şehrin kahramanı çok, akılsızı yok!

Herkes büyükşehir belediye başkanı olmak istiyor.

Herkesin aklı fikri özellikle Onikişubat ve Dulkadiroğlu belediyesinde. Kim belediye başkanı olacak? Sorsan ‘Ben…’ diyecek.

Herkesin aklında başkanlık yatıyor. Kafasında, fikrinde, aşında, uykusunda…

Herkes genel müdür olma heva ve hevesinde.

Herkes ya belediye başkanı, ya milletvekili, ya belediye meclis üyesi, ya muhtar olma arzusu içinde kıvranıyor yılan gibi.

Kimse aklını kantara çekmiyor, terazi kefesine koymuyor. Maşallah herkes cesaretli, herkes donanımlı, herkes bu şehre dair hikâye yazmış!

Dibini görsen, aklını tartsan, bırak hikayeyi, masal bile olmayacak çapta, karakterde, tıynette ve özgül ağırlıkta.

Herkes kendine çeki düzen versin! Bakın, iktidarda AK Parti var ve teşkilatın başında da Fırat Görgel gibi bir değer, bir şehrin siyasi hafızası var. Kıymetini bilmek, ona destek olmak, yanında olmak gerekirken, bir ilçede başkan, bir mahallede muhtar, bir belediyede meclis üyesi olanlar, kendini dev aynasında zannetmesin! Oturun oturduğunuz yerde, kendinizi geliştirin, yörenize dair nasıl faydalı olabilecekseniz, onun hesabı içinde olun!

Boyunuza, kalıbınıza bakarak çıkmayın bir yere!

Kıçınızı kırın oturun oturduğunuz yerde!