banner1483

Hiç kimse, ama hiç kimse, görevi ne olursa olsun, bir işin başına geçtiğinde elinde sihirli deynek yoktur.

Bürokrattan siyasetçi, diğer adıyla belediye başkanı olmaz denilse de, göreve gelenlerin, ya da seçilmişlerin ilk işleri yapılanma oluyor. Bu da zaman alıyor haliyle.  

Zaten vatandaş da yeni seçilenlere, atanmışlara bir süre tanır. Verdiği süre de bir yılı geçse de, geçmiş kariyerine bakar, en çok da tuttuğu takıma, gönül verdiği partiye göre bu süre tanıma işi uzayabilir. Şayet bizim partiden ise, sürenin sonu yoktur. Allah büyüktür, nasıl olsa yapacaktır, denilir.

Ama karşı mahallenin adamı, bizim partinin belediye başkanı değil ise, karşı takımın oyuncusu ise verilen sürenin asgari olduğu gözden kaçmaz.

*

Eskiden sirklerde, şapkadan tavşan çıkartırlardı. Milletin aklı giderdi bu hokus pokus sahnesine.

Peki, hadi yazıyı yerele endeksleyelim ve soralım!

Bizdeki başkanların elinde sihirli deynek var mıydı, ya da şapkadan tavşan çıkartma yeteneğine sahipler miydi?

Başkan diyorsam, sadece belediye başkanlarını getirmeyin aklınıza. Maşallah ve inşallah şehir başkandan geçilmiyor. Sağına baksan başkan, soluna baksan başkan. Elini sallasan başkana değecek!

Başkan enflasyonu var memlekette. Teraziye koysan, TÜİK’e bile hesap ettirsen piyasa enflasyonu çok masum kalır bizdeki sözde başkanların yanında. Oran olarak tabi…

*

Şimdi herkes hesap peşine düştü. herkes matematik uzmanı kesildi. Birileri bir şeyin peşine düşerken, hadi itiraf edeyim, daha şimdiden büyükşehir için hesap derdine düşenler var.

Kimisi kopya çekiyor, kimisi dersine çalışarak başarı hikâyesi yazmaya devam ederken, bazıları da suspus oturmuş, başaramadıklarının altından nasıl kalkacağını kafaya takmış vaziyette.

Dersine çalışan, sınıfı birinci bitireyim telaşında olan yok. Biri bir şey yaparken, öteki göz ucuyla yanındakini izliyor, bir anlamda kopya çekiyor. Kendinden bir şey katacak, o da yok! Olmayınca da olmuyor zaten, lakin yanındaki, çevresindeki, komşuları başarı hikayesi yazınca da kıskançlıktan damarları kabarıyor, laf sokuşturuyor.

*

Sınıfı geçeyim de nasıl geçersem geçeyim kaygısında olanların, kopya çekerek bir yere varamayacağını idrak edecek idrar yolları arızalı olduğundan olsa gerek, günü kurtarma kaygısında, telaşında.

Gerçi öğretmen biliyor, görüyor. Kimin çalıştığını, kimin kopya çektiğini, kimin kaytardığını, kimin derslerden kaçtığını, kimin sınıfta kalacağını…

Başöğretmen her şeyin farkında, herkesin de. Kimin başı kıçı oynuyor, kimi tribüne oynamayı siyaset zannediyor, kimi vatandaşın tepkilerini, şimşeklerini üzerine çekiyor, kimi yattığı yerden maaş alıyor.

Başöğretmen biliyor her şeyi.   

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol