banner1597

24 Ocak 1517´de Kahire alındı. 4 Şubat 1517´de Yavuz Sultan Selim büyük bir törenle Kahire´ye girer ve Mısır Memlüklü’lere bağlı Abbasi Halifeliğine son verir. Yakalanan Tumanbay idam edildi. Mısır Seferi sonunda Suriye, Filistin ve Mısır Osmanlı hâkimiyetine girer. Ayrıca Hicaz ve yöresi de Osmanlı topraklarına katılır.

Osmanlı Padişahı Yavuz, Ridaniye Muharebesi sonrasında Osmanlı topraklarına dönerken, beraberinde 3 din adamı getirir. Rivayet odur ki, birini alevi yurttaşlarımızın yoğun yaşadığı topraklardan olan birini Sivas’a, diğerini Çorum’a, bir diğerini de Maraş müftülüğüne tayin eder.

Maraş Müftüsünün adı; Kanadıkırıkzade Mustafa Efendi’dir. Ki mezarı bugün itibariyle Şazibey Camii’ndedir. 

*

1520 yıllarında Rusya’da dönemin Çar’ı (Kral) ölür. Ancak Çar öldükten 2 sene sonra karısının hamile olduğu haberi Rusya’ya yayılır, ve Çariçe (kraliçe) bir erkek çocuğu dünyaya getirir, bununla kalınmaz, dedikodular alır başını gider.

Doğacak, doğan çocuğa ‘piç’ damgasını vururlar. Ne demek, Çar öleli 2 sene olmuş, karısı çocuk sahibi olmuş. Dedikodular başlar, ‘Çar öldüğüne göre bu çocuk kimden?’

Ülkede huzursuzluk, rahatsızlık başlar, dedikodular yayıldıkça yayılır. Fakat şunu da bilirler, Çar öldükten sonra Çariçe saraydan dışarı adım atmamış, içeri erkek sinek bile kabul etmemiş, kocasının yasını tutmuştur. Buna rağmen ilim adamları, din adamları bir cevap bulamazlar, söyledikleriyle halkı inandıramazlar.

Günlerce ülke bu dedikodularla çalkalanır, durur!

*

Sonunda şu kanaate varırlar, ‘Osmanlı’nın dini itikatları, inançları bizden daha güçlü, bir de onlara danışalım, bakalım onlar ne cevap verirler, inşallah bizi bir ayıptan, bir günahtan kurtarırlar’ diyerek dönemin Padişahına (Yavuz Sultan Selim’e) bir elçi gönderirler.

Bunun üzerine Yavuz, çok sevdiği, inandığı Kanadıkırıkzade Mustafa Efendi’ye bir ferman gönderir, (Bu fermanı, hayatta iken Sümerbank’ta Ticaret Müdürlüğü yapan Av. Orhan Kanadıkırık ağabeyimizde görmüş, hikayeyi de ondan dinlemiştim!) Rusya’ya gidip Rus halkını bu utançtan, bu ayıptan ve günahtan kurtarması talimatını verir. Ferman çıkartarak.

*

Ferman üzerine Kanadıkırıkzade Mustafa Efendi Rusya’ya gider, araştırmalar yapar, ülkedeki din adamlarını dinler ve Çar’ın mezarının açılmasını ister.

Çocuktan alınan bir kan örneği, Çar’ın topuk kemiğine damlatılır ve kemik kanı emer. Ve şu kanıya varır, ‘Bu çocuk ölen Çar’a ait. Çocuk piç değil. Tıp tarihinde ender rastlanacak bir hadise, bazen bir cenin annenin karnında birkaç sene kalabilir. Yani çocuk Çar’a ait ve Çariçe de masumdur!’

Bu müthiş karar, bu fetva üzerine Rus halkı rahat bir nefes alır, karşılığında Osmanlı’ya teşekkür edilir.

Padişah da hem ferman, hem de içi altın dolu bir keseyi Kanadıkırıkzade Mustafa Efendi’ye gönderir.

*

Bilirsiniz, Rusya’nın simgesi ayı’dır. Yazının içeriğinin başlıkla alakası var veya yok, bir bilinmeyen tarihi gün yüzüne çıkartmak, halkımı bilgilendirmek için taşıma mecburiyeti hissettim.

Artık siz bu yazıdan, içindeki hikâyeden ne anladıysanız!   

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol