Tabirimi mazur görün!
Aylar önce, Hatay Ticaret ve Sanayi Odası Başkanının (Hikmet Çinçin) davetlisi olarak gitmiştim depremde en çok yıkım yaşayan şehre. O çöplüğe orada da şahit oldum. Kırılmış, dökülmüş, parçalanmış, bir kenara atılmış. Resmen enkaz yığını, resmen çöplüktü!
Ve milli servetti bu konteynerler. Hor kullanılmış zaten, çöplük demem ondan en çok da.
*
6 Şubat yılın felaketinden sonra Allah arazı olsun, iktidar veya muhalif belediye başkanları şehrin yaralarının sarılması noktasında seferber oldular. Hiçbir siyasi beklenti içinde olunmadan.
Ve bazı büyükşehir belediyeleri, kent merkezinde çarşılar kurdular kendi adlarına. Örneğin Trabzon Bulvarı üzerinde, Samsun Çarşısı vardı. Ömrü bir yılı bile doldurmadan söküldü, yerine ya inşaatlar başladı, ya da konteynerler eklendi. Esnaf doldur boşalt misali, göçebe kuşlara döndü. Oradan oraya savruldu, her savrulmada bir masraf, bir emek, bir zaman kaybı yaşadı. Ama her şeye rağmen katlandı bir ekmek parası için.
*
Merkezde bazı noktalara çarşılar konuşlandırıldı. Fenerbahçe ve Galatasaray takımları yanında, aklımda kaldığı kadarıyla yazıyorum, Trabzon, Kocaeli Çarşıları nedeniyle esnaf kısa bir süreli de olsa başını sokacak bir yer buldu, bir ekmek parası için çırpındı durdu. Bir geçim, bir umut kapısıydı.
Fakat zamanla bu çarşılar işlevsiz hale geldi. Eskisi kadar rağbet görmedi, zaten içindeki esnaf da bir şey anlamamış olacak ki, ya daimi açmadı, ya da mesleği bıraktı, haliyle çarşılar da kapısına kilit vurulmuş çok sayıdaki küçük dükkanlardan oluşan çarşı hareket ve bereketten uzak kaldı.
Bazıları da kendilerine tahsis edilen dükkânları kiraya verdi.
*
Büyükşehir Belediye karşısındakiler dâhil, kent merkezindeki birçok konteynerler kaldırılıyor, taşınıyor. Kimi zamanlı, kimi zamansız olsa da, örneğin ki yerel ticaret, yerel esnaf için en önemlisi Derepazarı’ndaki yaklaşık 400 kadar esnaf şimdi daha sağlıklı, daha modern ve daha çok müşteri alabilecek yeni işyerlerine (Piazza yanı) taşındılar.
Başkan Fırat Görgel esnafı mağdur etmedi, hep yanında oldu.
Bu süreç aşılacak, bitecek. Yeni binalar, yeni işyerleri tamamlandığında, göreceksiniz hem konut fazlası hem de işyeri fazlasıyla şehir esnafı rahat bir nefes alacak. Çilesi, işkencesi bitecek. Çünkü merkezdeki konteyner işyerleri bir bir kaldırılıyor, TOKİ, EPP ve Emlak Konut gibi devletin güçlü marka-firmaları yeni yapılar için ya temel atıyorlar, ya da bitirme aşamasına geldiler.
Başkan Görgel bu meselede, vatandaş ile devlet arasında denge unsuru özelliğini korumayı başarıyor. Uykuları kaçsa da, zamanla yarışsa da:
Ama göreceksiniz, yakın tarihte her geçen gün değişim yaşayan modern, yeni yüzüyle bambaşka bir şehri tanımakta zorluk çekeceğiz!
*
Ancak şu gerçek ki, konteyner kentlerin (çarşıların) acilen boşaltılması ve dağıtılması lazım!
Nedenine gelince, her gün polisler, ambulanslar, olaylar! Her türlü pislik buralarda dönmeye başladı. Emniyetimiz bunların içindeki tüm pislikleri tanıyor ama alıp yasalar gereği tekrar bırakıyor! Yardım amaçlı ŞOK, A101 kartı veriyorsunuz, gidip rakı yanına meze ısmarlamış oluyorsunuz! İçlerinde maalesef her türlü pislik dönüyor. Uyuşturucusu, tacizcisi, fuhuşu neler neler var. İçlerinde tabi ki yardıma muhtaç olanları, ki onları tenzih ediyoruz, ihtiyaç sahibi olanları da var ama bunlar da belli.
*
Bu işin artık sonu gelmeli. Yazık ediyorsunuz. Bu konteynerlerde, bu konteyner kentlerde ekmek elden su gölden (üstelik bazılarının evleri hasarsız olduğu halde, oturmayıp konteynerde yaşamı çıkarı için gerekli sayanlar, bazı cingözler, bazı ahlaksızların konteynerleri kiraya bile verenlerin olduğu az değilken hele hele) buralardan beslenen yüzlerce suçlu ve suça meyilli barınıyor!
Fırsat verilmemeli, asayiş ve huzura ihtiyacımızın olduğu şu günlerde, fırsatçıların ekmeğine yağ sürülmemeli.