banner1597

Ak Parti Milletvekili Prof. Dr. Vahit Kirişçi, Kipaş Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hanefi Öksüz’ün “41 yıldır ben böyle bir ekonomik buhran görmedim!” sözlerine çok sert tepki gösterdi, “Bunu söyleme lüksü yok!” deyince de, vay sen misin bunu diyen, daha söylediklerinin üzerinden 24 saat geçmeden fırtınalar koptu.

Tv46’da canlı yayına çıkan Vahit Kirişçi’nin “Servetinin %98’ini AK Parti döneminde kazananların buhran söylemi doğru değil.” sözü üzerine kamuoyu patlamaya hazır bomba imiş; meğerse bombanın pimi yayında çekilmiş olmalı ki, ulusal televizyon kanalları habere geniş yer verirken, ‘konuşmak yasak mı?’ tarzında muhalif taraf ve hatta ittifak ortağı olduğunu söyleyenler bile Öksüz’ün tarafında durdular.

*

Bir gazeteci arkadaşımız ise, deprem sonrasını fırsata çevirdiğini iddia edip inşaatlara pahalı çimento sattığını ileri sürdü, en büyük parayı da çimento ve kağıt üzerinden kazandığına vurgu yaparak, bir anlamda Kirişçi’ye arka çıktı, Kipaş Yönetim Kurulu Başkanı Öksüz’ü hedef tahtasına koymuş olsa da, habere gelen yorumlara bakılırsa, Kirişçi’nin yaptığı açıklamayı talihsiz olarak değerlendirenlerin sayısı oldukça fazlaydı.

Çimentoyu ucuz satar, pahalı satar bilemem. Arz talep meselesi bu, neticede alan razı, veren razı da bu pilavın daha çok su çekeceğinin işaretiydi bu canlı yayın ve akabinde yaşananlar, getirilen yorumlar.

*

Şu sıralar aram limoni sayın Öksüz ile. Avukatı değilim, olmaya da niyetim yok. Zaten onun da benim gibi avukata ihtiyacı olmadı, olmasını da beklemiyorum. Öyle ki, bu haberler çıktığında, kamuoyu çalkalandığında, kendisinin de İstanbul’da tedavi gördüğü bilgisine ulaştım. Geçmiş olsun, Rabbim şifalar versin!   

Ekonomik kriz yaşamayan kesim yok toplumda. Madem ülkede demokrasi var, madem özgür bir ülkede yaşıyoruz, bırakın herkes konuşsun. Hakaret etmedikçe, aşağılamadıkça, ülkemin çimentosu olan milli ve manevi değerleri tahrip etmedikçe, her görüş, her yorum kıymetlidir. Ne demişti geçtiğimiz günlerdeki Ticaret ve Sanayi Odası meclis toplantısında; “41 yıldır ben böyle bir ekonomik buhran görmedim.”

Herkes söylüyor bunu. Ortada bir gerçek var iken sosyal medya üzerinden gerçekleştirilen canlı yayına katılan sayın Kirişçi, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırırken, isim vermeden Öksüz’e yönelik eleştirilerini açıkça dile getirince, kızılca kıyamet koptu.

*

Gümüşer ailesi ile ortak olduğu KİPAŞ, 500 büyük işletme içerisinde ve şehrimizin ilk holdingi.

Çok zaman vergi rekortmeni oldu bu şehirde. Katma değer sağlıyor.

Ortağı olduğu aile ile birlikte okullar yaptırdı, eğitime katkı sundu.

Sağlık merkezlerini hayata geçirdi, insanlara, hastalara ve yakınlarına cansuyu, umut oldu.

1983’lü yıllarda, merhum Turgut Özal’ın ekonomiye hareket ve bereket getiren teşvik yasası ile şehir bir anda tekstil kendi olur, ülkede üretilen ipliğin yüzde 33’ünü piyasaya sürerken, sonrasında yatırımda çeşitliliğin öncüsü oldu. Model almadı, model oldu.

Yetmiyormuş gibi, Ege’de, Aydın’da Türkiye’nin en büyük kağıt fabrikasını  hayata geçirdi, yüzerce insana umut oldu.

Bugün profesyonel ligde top koşturan İstiklalspor’a ana sponsor adıyla milyon dolarlar bağışladı.

Hataları, eksiklikleri olmadı mı, olmuştur. Kimin olmadı ki, kim hata yapmadı bu şehirde. Usta yorumcu Orhan Gencebay ‘hatasız kul olmaz’ şarkısını boşuna mı besteledi, söyledi.

*

Ülkemiz için, ulusal siyaset için bir şans, bir fırsat olduğuna inandığımız, deprem sonrası şehrimizi ihmal etmeyip şehri bir an önce ayağa kaldırmak, ihya ve inşası için Maraş’a 7-8 kez gelen Bakan sayın Murat Kurum ile şehrimizi Çarşıbaşı yoluna çeviren, çok sevdiği Maraş halkının gönlüne giren, insanların bir an önce sıcak yuvalarına kavuşması için gecesini gündüzüne katan Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan’a bir telefon kadar yakın olan sayın Öksüz, tedavi gördüğü İstanbul’da, haberleri ve yorumları dinler, okur ve seyrederken kim bilir ne acılar çekti?

Sayın Kirişçi’nin ‘Bu bilgi ve söylenenler sayın Cumhurbaşkanımızın elinde!’ deyip bir anlamda şikayet etmesi, ne kadar doğru, ne kadar siyasi etikle bağdaşır tartışılır da, kumar masasına oturan bir kimse kaybetmek için oturmaz. Niyet, hedef kazanmaktır. İş insanı da kazanmak için şirket kurar, üretir, istihdam sağlar ve ihracatı ile ülkeye, şehre döviz kazandırır. Onun işi, ona yüklenen misyon bu.

Ne yani, siyasetçi değil diye sorunlarına dair iki kelam etmeyecek mi,  konuşmaması için sebep ne?

*

Bakın, sayın Kirişçi’ye telefonda da söyledim, ekonomi iyi değil, şehrimizdeki işletmeler, (kuyumcu atölyeciler bile Kilis’e taşındılar) depremde ciddi zarar gördü. Daha ayakları üzerinde duramadılar, toparlanmaya çalışıyorlar. Buna artan maliyetler de eklenince, çareyi Mısır’a ve diğer ucuz işçilik-hammadde ülkelerine taşındılar, daha da gideceklerin haddi hesabı yok!

Bu konuşulmalıydı, neden bu hale geldiler, neden gidiyorlar? Bu soruya cevap verilmeli, bulunmalıydı.

Sonra, iş dünyasını karşınıza alırsanız, onu susturur, ötekini azarlarsanız, selam verecek-alacak kimse bulamayacaksınız bu şehirde.

Sonra Kipaş’ın kamyonu bir yere toslarsa, bundan kim keyif alır, kim üzülür, kim sevinir, bunu da tartışmak gerek.

Hülasa, yazı uzadı kısa kesiyorum Aydın havası (abası) olsun, sayın Öksüz’ün söyledikleri, eleştirileri nankörlük değil, sorumluluğun ta kendisi ve soyadı değil, asıl adıdır.

Her zaman tekrarladığım şey şu; ‘Şayet, biri öldürülecekse, kurşuna dizilecekse, ilk kurşunu hiç günahı olmayan sıksın!’

NOT: Editör yazımı da okur musunuz?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol