Şimdi bütün gözler, bütün dikkatler ikinci tura çevrildi. 28 Mayıs’ta dananın kuyruğu koparken, Allah vere de dana zarar görmese! En az etinden, sütünden istifade ediyoruz.

Şu gerçeği inkâr etmez kimse; iyiyi alkışlamaz, doğruya doğru demez, düzgün insanı takdir etmezseniz, kötüyü halka anlatamazsınız! Anlatmaya çalışırsanız da saçmalar, zırvalarsınız!

14 Mayıs’ta yapılan seçimi Cumhurbaşkanı adayı sayın Recep Tayyip Erdoğan, 1-0 önde bitirdi. Şimdi maçın ikinci yarısı başlayacak, 28 Mayıs’ta… Bu kez tabela 0 – 0’ı işaret ediyor. En çok oyu alan Cumhurbaşkanı seçilecek.

Bakalım korneri kim kullanacak, penaltıyı kim çekecek, çift vuruşu kim yapacak, kim kime çalım atacak ve 18 dışından atılan şutla takımını galip getirecek.

Şunun şurasında bir hafta kaldı.

*

Tarihsel bilincimiz yok.

Şunu anlamakta zorlanıyor kimi çevreler: ‘Boş tencere iktidarı düşürür deniyordu öyle olmadı.’ derken anlamadıkları; bu seçimde ‘boş tencere’ oylanmadı, seçmen ülkenin bekasını düşünerek hareket etti. Milliyetçilik duygusu ağır bastı, milliyetçilik duygusu kazanırken, boş tencere meselesinde tarih tekerrür etmedi bu kez!

*

Neyse…

Yerele, şahsım şehrine geliyorum. Dediler ki, dediniz ki, ‘Ramazan Gürbak keşke 8’de değil de, 4 - 5 veya 6. sırada olsaydı.’

Olsaydı ne olurdu, tabi ki tadından yenmez olur, sevgili Gürbak da bugün yüce Meclis’te olurdu. Halkın rahatlıkla ulaşabileceği yegâne milletvekili olurdu. Hadi şimdi arayın bakalım, kim çıkacak karşınıza!

Toplumda karşılığı olmayanlar karşınıza da çıkamayacak, unutmayın, bir tarafınıza not edin!

Gürbak… Belki seçilemedi, belki kaybetti ama büyük bir tecrübe kazandı, dostlarını kazandı, seçmenin gönlünü kazandı. Zaten toplumda karşılığı olana biriydi, bu karşılık daha da güçlendi, sağlam zemine oturdu.

Kaybederken kazanan isimdi sevgili Gürbak!

*

Her ne kadar 35 bin üzeri oy almış olsa da, kaybetmiş gösterilse de, bu seçimin bir başka galibi daha vardı ki, o da Yeniden Refah Partisi 1. sıra milletvekili adayı sevgili Muhammed Aydoğar idi.

Gönülleri kazandı, gönüller inşa etti, yüreğinde insan biriktirmiş olmalı ki, milli görüş geleneğinden gelen bir ailenin samimi, dürüst bireyi olarak herkesin mecliste olmasını arzu ettiği isimdi.

Olmadı, kaderde yokmuş, kısmet değilmiş.

*

Bağımsız düşünme yeteneğini azaltan, hoşgörüsüzlüğü marifet sanan ‘beyin yıkama’ tekniklerine yenik düşmemek gerekiyor diyeceğim de, kime anlatacaksın birader!

Ve son cümle; İyi Parti 1. sıra milletvekili adayı Av. Ahmet Çabukel de iyi çalıştı, çok koştu, çok konuştu ama yetmezmiş.

Kısa adımlarla uzun yol kat edilmediği gibi yol arkadaşlarını yarı yolda bırakmak da siyasete, insanlara zarar veriyor. Faturası ve bedeli de ağır oluyor nihayetinde!

Yumurtalar kırıldı ama omlet meydanda yoktu!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol