Biz bile bir kıçı kırık yazı yazınca, onu bunu arıyor, ‘Bugünkü köşe yazımı okudun mu, nasıl, beğendin mi?’ diye kırk kişinin kafasını şişiriyoruz her gün.
Kendini satmak, pazarlamak insanın doğasında, kanında, ruhunda varken, bırakın başkanlar da yaptıkları bir işi anlatsınlar. Basına anlatsınlar, Ankara’ya seslerini duyursunlar, yeri ve zamanı geldiyse, ki geliyor da, Allah aşkına tribüne de oynasınlar, çifte telliye de…
Bırakın da keyfini çıkartsın, mutluluğun zirvesine tırmansın!
*
Kimimiz, hangimiz geleceğe yatırım yapmıyoruz ki. Niye çalışıyor insanoğlu. Kimisi eşine, kimisi oğluna-kızına, kimisi kardeşine, kimileri de torununa yatırım yapar, daha iyi bir gelecek, daha müreffeh bir yaşam için.
Seçilmişler, atanmışlar da yatırımları ikballeri içini yaparlar.
Bir futbolcu getirin gözünüzün önüne, çalımı kendi atar, korneri kendi çeker, frikikleri kendisi kullanır, penaltıyı atmak için topu alır, noktaya diker. Gol atsın ki tribünler coşsun, kulüp başkanı primin hasını kendisine ayırsın, eh, transfer sezonu da yaklaşıyorsa şayet, simsarlar, menejerler görsünler diye, kolektif oyundan çok bireysel yeteneklerini kullanır, amiyane tabirle tribüne oynayarak alacağı transfer ücretini ve daha büyük bir kulüpte oynamanın hayalini taşır, güder.
Bunda beis yok.
*
E kardeşim, adam belediye başkanı ise, bir şeyler kazandırdıysa çevresine, tabanda da bu hizmetleri, kadirşinaslığı, kalenderliği kabul görüyorsa toplumda bırak da şovunu da yapsın, tribüne de oynasın, Ankara’ya da gitsin, tatile de…
Eşşek gibi çalışacak değil ya, makine-robot değil ya bu adam, nihayetinde o da insan.
Yaşamak onun da hakkı.
*
Ammmaaaaa…
Çalıp çırptı mı?
Yolsuzluğa, pisliğe bulaştı mı?
Ahlaksızlığa davetiye çıkarttı mı?
Haksız mal mülk edinip, görevini kötüye kullandı mı?
Devlete ve millete fayda sağlamayacak hizmetlere imza atıp, parayı toprağa gömdü mü?
Kul hakkı yedi mi?
Hadi gel beraber katledelim, birlikte darağacına çekelim.
*
Netice itibariyle
Bulursan böyle pis işlere bulaşmayanı, kişisel çıkar peşinde koşmayanı, git elini öp! Kimse dört dörtlük değil.
Biraz da bardağın dolu tarafına bakmak en doğrusu.