banner1572

Hafta içinde, Kayseri Büyükşehir Belediyesince restorasyonunun yapılacağı bildirilmesine rağmen, aradan geçen 20 ay içerisinde bir çivi bile çıkılmaması karşısında kendi sosyal hesabımdan yaptığım paylaşım üzerine hassasiyet ve duyarlılık gösteren ilk kişi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın Daire Başkanı sevgili Cenani Ayaydın oldu.

O sözünü ettiğim paylaşımda, ‘Söz verdiyseniz yapacaksınız. Depremin üzerinden 20 ay geçti, bir çivi dahi çakmadınız. Yapmayacaktınız, niye söz verdiniz!’ kabilinden sitem, kahır dolu paylaşım üzerine beni arayan Cenani Ayaydın, Boğazkesen Camiinin restorasyonu için tüm hazırlıkların (plan-proje ve onay anlamında) bittiğini belirterek, önümüzdeki günlerde ekibin Kahramanmaraş’a geleceğini söyledi.

Teşekkür ettik.

Yalnız, ben o paylaşımı biraz da gecikmeden doğan öfkeyle, ‘paranız yoksa hamam önünde kil satın!’ cümlesi (yerel-yöresel bir tabir) rahatsızlık vermiş. Haklılar. Niyeti bağcıyı dövmek değil, üzüm yemek olan bendeniz, önce Kayseri Büyükşehir Belediyesinden, kıymetli Başkanı Memduh Büyükkılıç’tan ve halkından özür diliyorum.

Haddimi aştığımı biliyordum da, dedim ya, ihmal, unutma, uzama araya girince, psikolojik olarak o hiç de şık olmayan kullandım.

Sonra AK Parti siyasetinin yüz akı, geçmişte Kahramanmaraş milletvekili aday adayı da olan kadirşinas ve beyefendi kişilik Av. Veli Böke aradı.

Sosyal paylaşım Kayseri’de günün konusu olunca, Başkan sayın Memduh Büyükkılıç devreye girmiş, bahse konu restorasyonun bir an önce başlatılması yönünde talimatlar vermiş. Hatta herhangi bir rabıtası (bağlantısı) olmadığı halde, meseleyi üstüne vazife edinip memleket sevdası ve konunun hassasiyeti sebebiyle atlayıp Kahramanmaraş’a gelmiş. Paylaşımdan ötürü teşekkürü kadar sitemi de verdiği mesajın içindeydi.

Allah razı olsun! Bir kere daha sevgilerimle teşekkür ettim. Zaten meseleye açıklık getirme anlamında Maraş medyasına bir açıklama-bilgilendirme  göndermeyi düşündüklerini de ilave ettiler.

6 Şubat depreminde, Türkiye’nin dört bir yanındaki yerel yöneticiler, STK’ları, Vakıflar, Dernekler ve bürokrasi kesimi yaralarımızı sarma anlamında Kahramanmaraş’a geldiler.

Canları kurtardılar, depremde yakınlarını, hayallerini, hatıralarını kaybetmiş insanların acılarına ortak oldular. Acının tarifi olmaz! Yardımın, aidiyet duygusunun partisi, dini de olmaz!

Bu anlamda, Kayseri Büyükşehir Belediyesinin şehrimizde kaldığı sürece barınma, yeme-içme gibi temel ihtiyaçlarını karşılama meselesindeki gayretlerini, emeklerini biliyoruz, idrak ettik ve farkındaydık.

Bir kere daha minnet duygularımızla, teşekkür ediyoruz.

*

Boğazkesen Camiinin restorasyonuna gelince tekrar. Kimsenin endişesi olmasın, plan-proje ve imza tamam. Ekip yakın tarihte gelecek, verilen sözler yerine getirilecek. Yoksa koskoca Kayseri Büyükşehir Belediyesi bir caminin restorasyonunu yapamayacak kadar aciz ve küçük değil. Kayseri’yi bilen, eşini oradan gelin getiren (enişteniz olurum) birisi olarak, gösterdikleri hassasiyet için bir kere daha teşekkür ediyorum.

Fakat bu vaatlerin, bu verilen sözlerin, bu projenin takipçisi olacağımı da belirtmeden geçemeyeceğim!

*

Şimdi meselenin can alıcı noktasına geliyorum. Evet, o ‘paranız yoksa hamam önünde kil satın!’ tavsiyesi çirkindi. Alınganlıklarında haklılar.

Depremde, PİAZZA karşı çaprazında, otobüs durağı bitişiğinde bir cami var. Hayırsever bir işadamı tarafından yapıldı. Şimdi kullanılamaz halde. Çünkü o da insanlar gibi yaralı, yıkık.

Fatma Gölcü Camii…

Onu da sosyal medya hesabımda paylaştım, hayırsever iş adamını restorasyona davet ettim, hatırlattım bir anlamda. Lakin aradan o kadar zaman geçti, her önünden geçtiğimde bakıyorum, taş üstüne taş konmamış, depremdeki yıkık haliyle duruyor.

Hatırlatıyorum!

*

Üzüldüğüm nokta şu, asıl cami önünde kil satması gerekenler, spor dahil sosyal sorumluluk projeleri adı altında dünyanın parasını harcayan işadamlarının-şletmeerin elbirliği ile, güç birliği ile Boğazkesen Camii’ni ayağa kaldırabilirler, ibadete açılmasını sağlayabilirlerdi.

Okul yaptırırken adını kerhen de olsa ‘İmam Hatip’ koyan, (samimi olanları saygı ile karşılıyorum. Sözüm meclisten dışarı) fakat kendi çocuğunu, torununu İmam Hatip Okulların vermeyen, yurt dışında eğitimini sağlayan hayırsever iş adamlarımızın, hamam önünde kil satmaya zamanları olmayabilir de, zaten vergiden de düşüyorlar, bu haldeki bazı camilerimizin ibadete açılması noktasında ellerini cebe atmalarını tavsiye ediyorum.

Ve Gaziantep Vakıflar Bölge Müdürlüğü de bu projenin ve diğerlerinin takipçisi olmak mecburiyetindedir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol

banner1413

banner1560

banner1574

banner1575