Adı ‘Köylüler KASKİ’yi bastı’ sosyal paylaşımını izlerken üzüldüm. Gün boyu bu mesele tartışıldı, yazıldı, konuşuldu.
Tamamen organize işler filmi. Senaryo yazılmış, başrol oyuncuları, piyonlar, figüranlar ve provokatörler organize işlerin yönetmeni olunca, zaten il genelinde yaşanan su sıkıntısı bir günde çözülecekmiş, çözülmüş gibi dünden kalan şehre dair sorunları kucağında bulan Büyükşehir Belediye Başkanı Fırat Görgel’i zor durumda bıraktılar.
Ortalık gergin. Biri de mikrofon uzatmış, sanki Başkan Görgel’in ağzının içine sokacak, kaşı-gözüyle sanki hışım içindeki köylüleri tahrik eder gibi, sanki Başkanın sinir katsayılarını artırmak ister gibi, Başkanı zor durumda bırakmak ister gibi, ‘Bak, gördünüz mü Başkanı nasıl hizaya getirdim!’ der gibi, bundan kendisine pay çıkarmak ister gibi tahrikkar tutumlar, sanki günün olayı gibiydi.
Başkan sorulara cevap veriyor, vermeye çalışıyor, fakat sözü sık sık kesiliyor, bağrış-çağrış içinde kimin ne dediği de anlaşılmıyor, başkanın yanındaki mavi gömlekli her kimse sanki moderatörlük yapıyormuş gibi gerilmiş topluluğu yönetmeye çalışıyor. Artist artist hareketler.
*
Çaresizlik umutsuzluğun nesi olur bilemem de, Başkan Görgel’in yüz ifadelerini dinlemeye tahammül etmeye çalışsam da, tamamen doldurulmuş, tamamen provoke edilmiş topluluk karşısında soruları cevaplandırsa da, sanki muhataplarının yüksek sesle karşılık vermeleri salık verilmiş.
Her kafadan bir ses. Kimin ne dediği, ne istediği anlaşılamıyor.
Başkanı dinleyen yok. Moderatör iş başında.
*
Bir kere… Şunu baştan yazayım da, su meselesini çözmek, vatandaşı susuzluktan kurtarmak, ihtiyaçları karşılamak için özveriyle çalışan Başkan Görgel, bir kere bütün sorunları kucağında buldu.
Kartalkaya Barajındaki suyu,
Helete (Düzbağ) suyunu Başkan Fırat Görgel vermedi. Sanki bütün ihmalkârlıkların, yapılmayanların, unutulanların, bugüne ciddi sorun olarak gelen susuzluğun müsebbibi imiş gibi günah keçisi ilan edildi.
Oysa sorunu temelden çözmek, sadece bugünü kurtarmak adına değil, yılların kronikleşmiş sorununu çözebilmek için Kılavuzlu suyunu Ayvalı’ya akıtmak için verilen süreden de önce tamamladı.
*
Şehir büyüdükçe büyüdü. Devlet Su İşlerinin (DSİ) asli görevi, sorumlulğunda olan su meselesi getirilip büyükşehire mal edildi. Mevcut kaynaklar, imkânlar yetmez hale geldi. Köyler boşaldı, ilçelerden merkeze göçler yaşandı, şehir şiştikçe şişti, alan genişledi, haliyle hizmetlerin ifası zaman aldı, vatandaşın temel sorunları katlandıkça katlandı.
Evet, tankerlerle kırsala su gönderiliyor. Yeni kuyular açılıyor, belki suya zam da geliyor, ama bütün bunlar göreceksiniz sorun olmaktan çıkacak, susuzluk giderilecek, tüm tedbirsizlikleri, ihmalleri, vurdumduymazlıkları kucağında bulan Başkan Görgel’i da huzursuz ederken, bitmek bilmeyen azmi, iradesi ile kronikleşen sadece su değil, şehre dair, yaşanılacak sorunlar dahil ne varsa çözmeye çalışıyor.
Ayağına taş değenin, yolda yürürken ayakkabısı çamura bulaşanın Başkan Görgel’in kapısını çaldığı, fotoğraf çektirmek istediği günümüzde işinin kolay olduğunu söylemek doğru değil.
Rabbim yar ve yardımcısı olsun!





