O kadar çok ki, nereye koyar, nasıl adlandırırsınız bilemem de, umarım kar yağarsa mikroplar kırılır. Öyle der büyükler!
Türkiye genelinde olduğu kadar, bugün yarın Kahramanmaraş’ta da kar yağışı bekleniyor. Hava sıcaklığı da hissedilir derecede düşecekmiş.
Aslında gecikti. Kar berekettir, rahmettir bizde. Büyükler, ‘Kar yılı, kâr yılı’ derler. Bağlar, bahçeler, tarlalar ve ağaçlar su bekliyor, kar bekliyor. Yağmur da yağmadı bu sene doğru dürüst, Emel Sayın gibi, ‘yağdır Mevlam su!’ diye şarkı söylesek, ya da yağmur duasına çıksak acaba Rabbim sesimizi duyar da rahmetini yağdırır mı üzerimize!
Rahmettir, berekettir elbette. Zira zemheri bile kurak geçti, bir damla ne yağmur yağdı doğru düzgün, ne kar düştü şehre.
Ahır dağına yağdı ama şehir merkezi kardan nasibini almadı.
Karı göremedik şehir merkezinde!
Yağsın artık, bekliyoruz. Ne zaman yağar, nerelere yağar, bilemeyiz.
*
Depremden sonra şehir kirlendi, her taraf mikrop yuvası haline geldi, sağlık tehdit altında iken, acaba diyorum, bugün yarın yağması beklenen kar, şehirdeki pislikleri temizler, mikropları kırar, bize temiz hava ikram eder mi?
Bu konuda kuşkusu olan çok. Bu yazıyı yazmadan önce çok arkadaşla görüştüm, fikirlerini aldım, ümitsiz vaka olduğu fikri ortaya çıkınca, ‘olsun’ dedim, ‘Ben insanlık görevimi yapayım, iyi niyetimi koruyarak, bardağın dolu tarafından bakayım!’ dedim ve bir uyarı getirdim kendimce.
*
Peki, bıraktım yağmuru, vazgeçtim kardan da, şehirde temizlenecek, arınacak, yok edilecek mikrop var mı? Kar nereye yağarsa yağsın da, şehir pisliklerden temizlenir mi?
Dedim ya, depremle birlikte şehirde Allah korkusu ve merhamet duyguları yok oldu.
Siyasiler günü birlik siyasetle lay-lom peşindeler. Seçimin üzerinden 10, depremin üzerinden 2 sene geçmiş, daha lale devrini yaşıyorlar.
Yahu, Osmanlı’da bile lale devri kısa sürdü, siz daha neyin peşindesiniz de, bu şehrin dertleriyle dertlenmiyorsunuz!
Vatandaşın ayağına gitmeye korkuyorsunuz anladık da, bari kendi vicdanınızla bir yüzleşmeyi deneyin!
Utanmayın, ayıp değil.
*
Üzülsek de, kahrolsak da, kendimizi yerden yere çalsak da şehirde mikrop çok. Yağacak kar bu mikropları kırar mı, yok eder mi, pek de ihtimal vermiyorum.
Şarlatanlar çoğaldı, tehdit ve şantajı meslek edinen gazetecilere çoğaldı.
Yağma ve talanı geçim kapısı edene şerefsizlere çoğaldı.
Devletin ve milletin imkânlarını, nimetlerini, ikramlarını, hizmetlerini inkâr eden alçaklardan geçilmiyor şehir.
Uyuşturucu kullanımı dersen şehrin dört bir tarafını ahtapot gibi sarıp sarmalamış.
Yağmur yağsa da hoş yağmasa da, kar yağsa da ne ala!
Pislik, mikrop ruhumuza sinmiş. Bırakın karı, hamamda kırklansak bedenimizden, ruhumuzdan zor çıkacak!
*
Son sözüm, yağmur da yağsa, kar da yağsa, fayda etmeyecek bu millete.
İçimizde piç dolu, puşt dolu!