İnsan hayatı boyunca dört mevsimi yaşar. Sonbahar mevsimi hüzün mevsimi gibi gelir sanki insanlara. Çünkü ayrılığı anımsatır ağaçların yaprak dökmesi. Ben de orta yaşa benzetirim sonbaharı. İlkbahar çocukluk gibi gelir bana, her yer çiçek ne sıcaktır ne soğuk en güzel mevsim.
Yaz mevsimi gençlik gibi, sıcak fazlasıyla sıcak, tıpkı gençlerin sıcakkanlılığı aktif günleri gibi her bir günü hareketli ve çabayla geçer.
*
Sonbahar orta yaşa benzer. Tıpkı ağaçların dallarından ayrıldığı gibi insanlar gençlik yıllarından ayrılmaya başlar yavaş yavaş. O hayat dolu cıvıl, cıvıl bakışlara yorgunluk ve hüzün çökmeye başlar. Ama bilemeyiz ki en güzel çiçekler sonbaharda açar. Çünkü olgunlaşmış ve hayatın farkına varmışsındır artık. En güzel sürprizler ve başarılar seni orta yaşlarında bulur. Onun için deriz ya hep her yaşın ayrı güzelliği vardır, tıpkı her mevsimin ayrı güzelliği olduğu gibi.
*
Kışta yaşlılık gibidir, soğuk insanın dışarı çıkmasına müsaade etmez, sıcacık bir evde çayını kahveni içip huzurla oturmak istersin. Tıpkı yaşlılıkta olduğu gibi insan yaşlanınca evinde huzurla oturmak ister çünkü gezecek mecali kalmaz, hayatın akışına yetişmeye çalışmak artık yorucu gelir.
İşte bu yüzden kar kapıya dayanmadan yaşlılık ve hastalık bizi bulmadan insan hayatın tadını çıkarmalı ve her yaşını faydalı ve güzel meşguliyetlerle geçirmeli.
Hangi yaşta hangi mevsimde olursak olalım insanlara sevgiyle bakmayı, mutlu edip mutlu olmayı bilelim.
*
Değerli şairimiz Yunus Emre‘nin söylediği gibi; “Yaratılanı sevdim, Yaradan’dan ötürü “
Allah için sevip sevilmek dileğiyle.





