Sadece yaşadığımız kenti, ilçeleri kast etmiyorum, ne yazık ki kadın cinayetleri ve çocuk tacizleri, kaçırmalar artık kanıksanır hale geldi. Gazetelerin üçüncü sayfalarını bu yüzden okumadığım gibi açmak, o yüzleri, o suratları, o isimleri görmek de istemiyorum.

Midem kaldırmıyor!

Özellikle gençlik, toplum bir bataklığa saplanmış. Televizyon dizileri, kimin eli kimin cebinde senaryoları, sakallı, tipsiz oğlanlara özenti, insanları çığırından çıkartmaya, bataklığa sürüklemeye yetiyor.

Cinayetler, tacizler, kaçırmalar sınır tanımıyor, ara vermiyor.

*

Karısını eşarpla boğan kocalar, karısını sokak ortasında döven mavi nüfus cüzdanlı erkekler, 7-8 yaşındaki kız ya da erkek çocuklarına tacizler, tecavüzler televizyonların haber bültenlerine, bulvar gazetelerinin üçüncü sayfalarına düşerken, ne yazık ki günümüzde sonu gelmeyecek bir bataklık üretildi.

Bizler bataklığı kurutmak yerine ilaçlıyor, mikropları, üvezleri, sivrisinekleri öldürdüğümüzü, bitirdiğimizi sanıyoruz.

Bataklığı kurutmak aklımıza gelmiyor.

Bu bataklıkta soysuzların, erkek kılıklı sapıkların, şerefsizlerin timsahlığı asla bitmeyecek!

*

Ve artık miden kaldırmıyor, baktıkça, okudukça gözlerim kan çanağı, isyan ediyorlar. ‘okuma, bırak!’ diye…

Çünkü her gün gazetelerde, televizyonlarda çıkan haberler, insanların, özellikle çocukların yaşamını, geleceğini de etkiler hale geldi.

Hele hele uyuşturucu, alkol ve sigara kullanma yaşının 10-12 yaşlara düştüğü günümüzde, facia her geçen gün daha da büyüyor.

*

NOT: Önümüzdeki sayıda, yerelde siyaset veya yöneticilik yaptığını iddia eden, oysa tüm işi alengirli, fırıldaklıktan başka bir şey bilmeyen, yetim ve kul hakkı gözettiğini zannedip, bunu iddia eden, ısrar eden, oysa inançları ve uygulamaları ile ters düşen, örtüşmeyen zeka katsayısı düşük yöneticiler yazımızın konusu olacak.

Hangi kurum diyorsanız, bir sonraki sayıda… 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol