Yazının başlığına bakıp da, televizyonda gösterilen iğrenç dizi gelmesin aklınıza. O diziyi izledikçe darmaduman olan aile hayatları, yıkılan ve sönen ocaklar, dağılan aileler geliyor aklıma.

Ve tarikatlar yasak olduğu halde, vakıf ve dernek adı altında kurulan ve faaliyetlerini sürdüren kurumlar geliyor aklıma. Ve de küçük çocuklara tecavüz eden şarlatanlar, küçük çocuk evliliklerinin kapısını açan sahtekârlar.

*

İyilik kalıcıdır. Rabbim herkese iyilik yapmayı emreder. Yaparken de, alan elin veren eli görmeyeceği zihniyeti gerekirken, ne yazık ki günümüzde bir gram iyilik yapanlar, neredeyse davul zurna ile ilan edecekler. Gazetelere haberler, boy boy fotoğraflar.

Bu aptallık, bu görgüsüzlük, bu sonradan görmeler.

Küçük bir kasabada yaşlı bir terzi yaşıyordu ve çok güzel kıyafetler dikip iyi fiyata satıyordu, bir gün kasabada oturan bir fakir geldi ve ona dedi ki: "İşinizden çok para kazanıyorsunuz, köydeki fakirlere neden yardım etmiyorsunuz? Çok parası olmayan ama her gün fakir fukaraya bedava et dağıtan köy kasabına bakın!"

Terzi ona cevap vermedi ve sessizce gülümsedi.

Fakir adam terziden çıkmış, oldukça rahatsız olmuştu. Kasabada terzinin zengin ama cimri olduğu söylentisi dillerde dolaşıyordu. Uzun zaman yaşlı terzi hastalandı ve kimse ona bakmadı ve tek başına öldü.

Günler geçti ve kasabadakiler fark etti ki kasap artık fakirlere bedava et göndermiyor. Ve ona nedenini sorduklarında şöyle cevap veriyor; "Fakirlere et göndermek için bana her ay para veren yaşlı terzi öldü de bu nedenle yardımlar durdu"

*

Yukarıdaki hikâye bir alıntı. İbret vermesi bakımından sizinle paylaşmayı yeğledim.

Bazı insanlar seni yanlış anlayabilir, bazıları seni bulutların suyundan daha temiz sanabilir. Bunlar sana fayda vermez, zarar da vermez. Önemli olan senin doğruluğun ve Allah'ın senin hakkında ne bildiğidir.

Kimseyi örtüsüne göre yargılama, yargılarını değiştirmeyi öğrenirsen hayatın da değişir.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol