Ne alaka diyeceksiniz. Başlığa bakınca bu kanaate varmanız gayet normal. İttifak ile boy abdestinin ne ilgisi var deseniz de, siyaseten var. Siz yazıyı okuyun, ne demek isteyeceğimi anlayacaksınız zaten!

*

Öküz ölünce ortaklık bitiyor. Türk toplumunda ortaklık müessesesi bir türlü dikiş tutmadı, tutması da mümkün değil. Zira ortakların zihniyetleri farklı, etnik kökenleri farklı, tarihe, geçmişe ve siyasete bakış açıları farklı, tuttukları takım ve partiler farklı olunca, ittifaklar zamanla, özellikle öküzler ölünce savaşa dönüşüyor ve iş mahkemede bitiyor amiyane tabirle.

İttifakın farkında olmayan, ya da oy oranı yüzde 10’un üzerinde olanların koltuğuna sığınan, onların şemsiyesi altında siyaseti umut haline getiren kırık dökük, oy oranı yüzde 1’i bile bulamayan küçük, kırık-dökük tabela partileri, daha şimdiden kendilerini dev aynasında görmeye başladılar.

Son seçimlerde boylarının ölçüsünü alanlar, yenilgiye doymayıp ‘bir daha, bir daha!’ deyip siyaset seviciliğine soyunan çapsız, heyecansız ve kendini potansiyel belediye başkanı, il başkanı yerine koyan özgül ağırlığı sıfır, katma değeri hiç olmayan kimseler, bakıyorum şehri yönetmeye talipler şimdiden.

Kendini, sahibi olduğu şirketi yönetmekten acizler, iflaslar, müflisler, hani yenilen pehlivan güreşe doymazmış ya, o hesap, ‘bir daha dememekten bir şey çıkmaz!’ düşüncesiyle siyasi arenada yeniden boy almak istiyorlar.

Boy abdesti almasını bilmeyenler, siyasette boy gösterecek!

*

Geçenlerde, Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan ile ittifak ortağı sayın Bahçeli görüştüler. Muhtemelen bir önceki dönemde kaybedilen, daha doğrusu CHP’ye kaptırdıkları büyükşehir belediyelerini nasıl alırızın hesabı içindelerdir.

Kaybetmek zor, kötü. Kumar masasına oturan her kimse, kaybetmek için oturmaz masaya. Lakin kazanan çoğu zaman kahveci, yani kumarhane sahibi olur.

Bu güçlü ittifak ortakları bir daha bir araya gelecekler, bütün illeri masaya yatırıp hangi ilde hangi partinin aday çıkartacağına karar verecekler.

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere AK Parti bu illeri alabilmek için güçlü adayları sahaya sürerken, muhtemelen Adana veya Mersin’i MHP’ye verecek.

HDP’nin güçlü olduğu Van, Mardin ve Diyarbakır’ı zaten kimsenin alabilme imkanı ve şansı yok. Ama aldıklarında kayyum atanır, yine cumhur ittifakının borusu öter mi, bilemem.

*

Bilinen tek şey, Cumhur ittifakında çatlak sesin çıkmaması… Ortaklar güçlü. Çatlak ses yok, uyum var, güven var! Zaten onlar da muhalefetin kendi içindeki kavgalarına bakıp gülümsüyorlar, içlerinden ‘oh, oh!’ diyorlardır muhtemelen.

Fakat adına millet ittifakı denen irili ufaklı partiler (CHP hariç) kendi adayları ile seçime gidecekler, aynada kendilerini göreceklermiş.

Baktıklarında ne göreceklerini kendileri de biliyor da, bir daha sınasınlar bakalım.

Bir defadan bir şey olmuyor nasıl olsa!

*

Muhalefet güven bunalımı içinde. Sözde ortaklar birbirinin kuyusunu kazıyor, düne kadar lamı cimi okunmayan partiler, CHP’nin kanatları altında Meclis’e girince, adayları da milletvekili olunca kendilerini bir şey zannettiler, havalara girdiler, bulutların üzerinde gezinip, küçük dağları biz yarattık demeye başladılar.

Meğer neylermiş de haberleri yokmuş!

Vay canına!

Millet ittifakı cenahında istişare zemini bulmak mümkün değil. Biri işbirliğinden söz ederken, diğeri tarlaya ayrık otu ekiyor ve habire suluyor.

Sayın Meral Akşener masayı devirdi, çekti gitti, sonra pardon kıvamında   ‘Süllümden endim, sözümden döndüm!’ diyerek geri döndü ama atı alan Üsküdar’ı geçmişti.

Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ise inadım da inat, ‘Ben Kemal’ sinema-film repliği güç gösterisine soyundu, ne gitmek biliyor, ne değişimden yana tavır alıyor.

Kardeşim, istenmiyorsun artık, kapı açık, çık ve git diyeceğim de, beni kim takar, kim dinler! Kılıçdaroğlu kurultayda yeniden seçilir, yeniden genel başkan olursa, mahalli seçimlerde hüsranı yaşar! Değişim şart, şart, şart!

Öbürlerinin isimlerini dahi yazmaya, anmaya gerek yok, israfa girer!

*

İttifakı oluşturan küçük partiler kendi adayları ile çıkacak sahaya. Çıkacaklar ve boylarının ölçüsünü alacaklar!

İttifak olmaz ise CHP, İstanbul başta olmak üzere, Ankara’yı da kaybeder, bir ihtimal İzmir’i de.

İdeoloji partisi olmaktan çıkan, etnik ve siyasi güzergâh değiştiren CHP bile kan kaybeder, diğer partiler de siyasetin mezarlığına defnedilir.

*

Gelelim kadim şehrime, Kahramanmaraş’a.

AK Partide büyükşehir için aday çok. Başta Hayrettin Güngör, Ahmet Özdemir, Fırat Görgel, Hanefi Mahçiçek, Nevzat Pakdil, Veysi Kaynak, Fatih Erkoç, Hasan Gezginç, Osman Okumuş, Celalettin Güvenç ve CHP’nin atom karıncası Ali Öztunç.

Başka var mı, ‘sıradaki gelsin!’ diyeceğim de, demiyorum. Gelene kapı açık!

Bu arada duyduk ki, MHP eski milletvekilimiz sayın Mesut Dedeoğlu törenle İYİ Partiye geçmiş ve rozetini takmış.

Hayırlı olsun, Rabbim utandırmasın! Milletvekilliği döneminde başarılı bir performans sergilemiş, şehrin hayati önem taşıyan sorunlarını soru önergeleriyle, masaya yumruğunu da vururcasına Meclis kürsüsünden dile getirmiş, bunları da kitaplaştırmıştı.

Unutulmaz bir isim Dedeoğlu.

Da… İlkin ortak aday diye lanse edildi. Oysa değil. Genel Başkanları Akşener açıklardı zaten, kendi adayları ile seçime gidilecek, ortaklık mortaklık yok. Kaldı ki CHP il başkanı Esat Şengül ortak adaylığın söz konusu olmadığını söyledi, haberleştirildi.

Bakalım zaman ne gösterecek!

*

Seçime daha 6,5 ay var. O zamana kadar köprülerin altından çok sular akar. Daha çok aday çıkar. Kendisini dev aynasında gören cüceler ‘bu şehri ben kurtarırım!’ diyecek, kahramanlığa soyunacak.

Tamam soyunun da, önce bir boy abdesti alın öyle gelin şekerim!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol