Osmanlı’dan Cumhuriyet idaresine geçen dönemde, kıt kamu kaynaklarını daha verimli kullanabilmek için il sayısı azaltılmıştı. Mesela, 1936 yılından sonra ağırlıklı olarak güvenlik gerekçesiyle il sayısı yeniden atmaya başladı. Turgut Özal’ın başbakanlığı döneminden itibaren yeni il, ilçe yapılması, ‘seçim rüşveti’ne dönüşünce, ipin ucu kaçtı, bugün gelinen noktada 82 ilimiz varken, bu il sayısının 100’e çıkmasını bekliyor dört gözle insanoğlu.

Malum, yüzyılda il sayısı 100’e, ilçe sayısı 1000’e çıkacak, ağzı düz misali, zaten yüze yüze de kuyruğuna geldik, ilçe ve il olmayı bekleyenler mutlu sona ulaşacaklar.

Olurlar mı, ben bilmem, merkez bilir.

*

Zaten her seçim döneminde bu mesele gündeme gelir. Ya af çıktı çıkıyor dedikodusu yayılır, ya bazı ilçeler şehir girişlerine ‘ilimize hoş geldiniz!’ diyerek beklentilerini dışa vurur, ya da çalışanlara, emeklilere verilen zamlarla hükümetler bir seçimin daha zaferle sonuçlanması adına gerekli atılımları yaparlar.

Bu dün de vardı, bugün de oluyor, yarın da olmayacağına kimse garanti veremez!

Sistem böyle! Kimse sistemin dışına çıkamaz, sisteme rağmen çalışamaz.

*

Seçimlere 8-9 ay kaldı, il olmayı bekleyen bütün ilçelerde heyecan kasırgası esmeye başladı. Özellikle muhalif milletvekilleri iktidarı bu meselede bastırır, taciz ederken, iktidar milletvekillerinin böyle bir cesarete sahip oldukları düşünülemez.

Bir şey isteyemezler, talep edemezler, mecliste bile ağızlarını açıp ilçeleri için iki kelime konuşamazlar. En iyi, en mükemmel milletvekili, hiçbir şey istemeyen, talep etmeyen, şikâyet etmeyen milletvekilidir.  

Sistem böyle! Herkes sisteme uymak zorunda. Sisteme rağmen siyaset de yapılamıyor bu ülkede.

*

Biliyorsunuz, bu mesele aylar öncesinden konuşuluyor, yazılıyordu. Ne zaman ki MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli iki kelam etti, müjde gibi açıklama yaptı,  ilçelerin il olması gerektiğini duyurdu millete, bekleyiş sürüyor.

Açıklamanın yarattığı heyecanı özümseyen ilçelerden biri de kuşkusuz Elbistan. Gerek Türkiye’nin 4. büyük ovasına sahip oluşu, gerekse nüfusu, gerekse sosyal ve ekonomik potansiyeli il olmaya müsait.

İl olmayı kendine hak gören Elbistan, hatırlarsanız, bir gün eski başbakanlardan merhum Süleyman Demirel’in ilçeye ziyaretinde, bir muhtarın montunun sırtına ‘Elbistan il olacak, hayırlı olsun!’ yazdırmıştı.

O zaman sistem bunu gerektiriyordu. Seçim vardı, oylar çantada keklik olmalıydı. Bunun için en geçerli ve halkı heyecanlandıran vaad, il olmayı beklemekti. Beklediler, hayal kurdular, hayallerinin gerçekleşmesini umdular, ama umutları suya düştü.

*

Şimdi yeni bir fırsat doğdu. Siyasi yatırım, siyasi rüşvet de konsa adı, birçok büyük ilçeler gibi Elbistan da umuyoruz seçim öncesi il olacak, tabelası asılacak, plakası kaç olur bilemeyiz de, il olmaları halinde yerelde bazı isimlere karşı vatandaş ‘oh be!’ diyecek, eminim ve son kararım.

Böylece, muhtarlıklar kaymakamlık, kaymakamlıklar da valiliğe dönüşecek.

Yerel siyasetçiler de bu işe ayılırlar mı, bayılırlar mı, artık orasını da kendileri bilir.

Sistem dedik. Kimse sistemin dışına çıkmaz, çıkamaz. Çıkmaya da cesaret edemez! Ne diyelim, Allah Elbistan’lı dostların gönüllerine göre versin!

Şimdiden hayırlı olsun!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol