Mesele yıkılan binalar değil.

Çocukluğumuzun geçtiği evler, sokaklar, anılarımız, tarihimiz değil.

Mesele içine giremediğimiz evlerimiz, kaybettiğimiz konforlu yaşamlarımız değil.

Binlerce insana istihdam sağlayan işletmelerimiz de değil.

İnsanların eşleri, çocukları, aileleri, sevdikleri, yakınları öldü enkaz altında...

Bu cümle depremde yakınlarını kaybedenler için neleri içeriyor biliyor musunuz?

''Ben şimdi bu dünyada ne yapacağım?''

''Hangi düzlemde neyi anlamlandıracağım?''

''Hayatı hangi bağlamda düşüneceğim?'' gibi nice soruları içeriyor.

Yakınlarını kaybeden insanlara bir kez daha başsağlığı diliyorum. Teselli edecek tek bir kelimem yok, hayat bildiğimiz eski hayat, sizler için artık devam etmiyor, az da olsa empati yapabiliyorum. Allah'tan geldik, yine O'na döneceğiz. (İnna lillahi ve inna ileyhi raciun.)

*

Haftalardır Maraş basını, Belediye Başkanlarına sesleniyor. İstifa edin diye.

Üç maymunu oynuyorlar.

Siz böyle devam ede durun, kiramen kâtibin her şeyi kayda alıyor ve çok yakında hepimiz gibi siz de bu kayıtlara göre hesap vereceksiniz.

O hesap gününde bugün sizi kollayan, destekleyen

Maraş'ın baronları, para babaları, milletvekilleriniz, il başkanlarınız, ilçe başkanlarınız, kurumlara yerleştirdiğiniz işinizi yapan adamlarınız, o çok güvendiklerinizin size hiçbir faydası olmayacak.

Bizler şehircilik alanında çalışmalar bekliyorduk sizlerden haklı olarak ki şehircilik çalışmaları insanların daha medenî şartlarda yaşaması için mümkün olan her aktiviteyi içerir, maalesef son dönemde yapılan menfaat ve hızlı zengin olma, kolay para projelerinin hayata geçirilmesi için yapılan hummalı çalışmalar neticesinde Maraş, bırakın medenileşmeyi, karakteristik özelliklerini kaybetti.

*

Hesap sorulmasından korktuğu için çadırdan çıkamayan bir imar müdürü...

Sanayicinin yüzüne bakmaya bile kredisi kalmamış Dulkadiroğlu Beyliğinin adı verilmiş bölgesinde, neden belediye başkanı olduğunu hâlâ Maraşlılar olarak anlamlandıramadığımız bir Belediye Başkanı...

EXPO adı verilen, girdiği şehirde kültür kıyımı yapan utanç organizasyonunu, dev bütçelerle Maraş gibi bir şehre getirerek çok matah bir iş başardığını düşündüğü için çevirdiği dolapları unutacağımızı zanneden diğer bir Başkan...

Asla icraatlerini duymadığımız, bilmediğimiz gibi ne işe yaradıklarını da bilmediğimiz milletvekilleri...

*

Şehir halkının gelir düzeyi yüksek kesiminin görgüsüzlüğü problematiğini çözemediğimiz için dejenere olan öz değerlerimiz, ihtiraslara kurban edilen dinimiz, insanlığa hizmet için değil de kolay para ve itibar kazanmak hırsıyla tercih edildiği için unutulan meslekî değerlerimiz...

Yalan dünya zevk ve sefaları için, yaparken yanlış olduğunu bildiğimiz halde ve içimizdeki sessiz sesin bize sürekli duyurduğu halde bizim de sürekli susturduğumuz vicdanımızın sesi...

*

Korkma Ey Maraşlı!

Neyden korkuyorsunuz?

Savunduğun kendi insanlığındır.

Dinindir, imanındır, ülkündür, vatanındır, bayrağındır, hakkındır.

Doğruya doğru, eğriye eğri diyeceğiz. Yanlış yapanı, bu bizdendir diye savunmayacağız.

Doğruları söyledik diye vatan haini olmayacağız.

Aksine biz hakkı söyledikçe, Hak'tan yana oldukça, bu kutsal toprakların idaresi, Allah'ın istediği gibi vahye inanan, vahye uyan ve fıtratını inkâr etmeyen rahmanî insanlarda kalacaktır.

Kalın sağlıcakla...

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol