banner1483

Allah yalanı sevmez, kadınların ticaret kadar siyasette de başarılı olabileceklerine her zaman inandım, kefil oldum, şahit oldum.

İnandım da…

Eski ev kadını zihniyeti devrim yaptı, kadın sadece çocuk doğuran, çamaşır-bulaşık yıkayan, evi temizleyen, kocasına hizmet eden kadın gitti, işi hayatı yanında ekonomik özgürlüğüne de kavuşunca hele hele, sosyal yaşama daha çok zaman ayırmaya ve siyaset yapmaya başladılar ki, şahsım şehrinde dahi başarı hikâyesi yazan çok kadın var.

Tuttuğunu koparan, bir erkek kadar yüreğini ortaya koyan milletvekilleri, kadın kolları başkanları tanıdı bu şehir.

*

Bir kadın tanıyorum. Nesli tükenmiş derler ya hani, o türden, tam bir hanımefendi.

Hatice Koç…

Herkes bilir, tanır onu. 2006’dan beri siyasetin içinde. Her siyasetçi gibi onun da kırmızı çizgileri var.

Doğru olmak…

Mücadele etmek…

Partili olmak… 

Duruşu, vakarı, doğru oluşu, mücadeleci yanı ve partili oluşu sebebi ile tam bir rol model.

*

‘Siyaseti büyük bir güç’ olarak yorumluyor, kentin kanayan yaralarına kendi çapında, partisinin gücü oranında çözüm bulmak, insanlara dokunmak, gönül eri olmak gibi bir hedefi, heyecanı var.

Siyaseti etiket için yapmıyor, ki maddi beklentisi de yok bu meselede. “Maraş zor şehir diyorlar ama ben şehrimi, insanlarımızı seviyorum” dese de, günümüz siyasi zihniyetinde, insanların bir korku tüneline hapsedildiği görüşünde.

Gazetelerin, gazetecilerin de tarafsız, ama güçlü olmasından yana. “Siyaset basınsız, basın da siyasetsiz yapamaz. Et ve tırnak, bir elmanın yarısı gibidirler!” derken, siyaset güzergâhını tarif ederken de, “İnsanlar umut ve güven vaat edenlere giderler!” tezini savunuyor ısrarla ve kendini örnek gösteriyor.

*

Engin Noyan’ın sözünü hatırlatıyor, ‘samimiyeti kaybettik!’ diyor. Genel Başkanları Ali Babacan’a çok güveniyor, onun gelecekte siyaseti dizayn edeceğine inanıyor. Ve de İl Başkanları Uzm. Dr. İrfan Karatutlu’yu yere göğe sığdıramıyor.

Güçlü siyasetin ekip işi olduğuna vurgu yapıp, ilçe teşkilatları dahil, yönetim kurulundaki tüm arkadaşları ile uyum içinde siyasetini sürdürdüğünü, sürdüreceğini, bu şehir için ellerin taşın altına koyma vaktinin çoktan geldiğini söylemişti o gün.

Ama sevmiş gibi, sevinmiş gibi yapılmasını da hazmedemiyor, tasvip etmiyor.

Ben onu dün olduğu gibi, bugün de samimi buldum.

Tıpkı DEVA’sı gibi…  

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol