Sev ki kıymetin olsun, sev ki sevildiğini anlasın, sev ki sevginin ne yüce bir değer olduğunu anlasın, sevki sevmenin Allah’ın bir emri olduğunu hissetsin, sev ki iyileştiğinde o da seni sevmeye kalkışmasın!

Ne alaka, ne demek istedim!

Biraz imalı, okunaklı olduğu kadar biraz dokunaklı, biraz mesaj veren, biraz uzun uzun düşündürecek, ‘acaba ne demek istedi’ dedirtecek, biraz uyaran bir yazı olacak okuyacağınız.

*

Yatağında sev ki iyileşince, gözünü açınca, aldığı ilaçların etkisi ile uyanınca o da seni sevmeye kalkışmasın, yeltenmesin!

Göz açtırmayacaksın özetle!

Açtırırsan bedel ödersin!

Sevmezsen onun seni sevmesine zaman ve zemin hazırlamış olursun ki, bazen iş işten geçmiş olabilir.

İnsanoğlu hasetliği seviyor, egosunu yüksek tutmayı seviyor, kişisel hırslarının aklın önüne geçmesini frenleyemeyip, ipin ucunu kaçırabiliyor, fırsatını bulduğunda arkadan dolanıp iki puan almanın derdine düşüyor.

O zaman yandı gülüm keten helva!

*

Makam veriyorsun, etiket veriyorsun, nişan veriyorsun, aferin çekiyorsun, ‘bu yollar sana helal olsun!’ diyorsun, önünü açıyor, yol veriyorsun. Sonra da seni iplemediği gibi, sevmeye kalkıştığının belki çok geç anlıyorsun ama işin işten geçtiğini fark edene kadar atı alan Deliklitaş’ı geçmiş oluyor.

Deliklitaş nere mi, ne mi?

Kümbet’te oturanlara sorun!

*

Borç verdiğinde, işini büyüttüğünde, teşekkür etmesi gerekirken inkâr ettiğinde, adam edip insan yerine koyduğunda, nankörlük sınır tanımıyor nasıl olsa günümüzde, toplum içine sokup varlığını toplumun tüm kesimlerine hissettirdiğinde, bakıyor ki edem, ‘ulan ben neymişim de haberim yokmuş!’ demeye başladığı an, işte senden iki puanın gittiğinin resmidir o gün!

*

Bir siyasetçide, bir de edepsizde vefa aramayacaksın! Bunun örneklerini yakın zamanda (yerelde bile) yaşamadık mı zannediyorsunuz, şahit olmadınız mı, okumadınız mı?

Biri çıksa sahaya, ortaya, adaylık için… O gönderiyor bir çuval  dosya Ankara’ya, öteki gönderiyor bir kamyon dosya. ‘Onu alma, beni al’

Mantık bu.

Herkes kendini bulunmaz Hind kumaşı yerine koyduğundan, herkes kendini potansiyel yönetici, lider ve siyasetçi sandığından başımıza geliyor bu musibetler!

*

Demem o ki, hastayı yatağında sev! Sev ki, ilaçların etkisi gidip, narkozdan uyanıp gözünü açtığında, arkana geçecek ilk kişi, o iyilik yaptığın zat-ı muhterem olacaktır!

Namus elden gitmesin diyorsan, dediğimi yap, pişman olmazsın!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol