Biz, elma demesini de biliriz, alma demesini de. Şiarımız dost acı söylese de yapıcı eleştiride bulunmak, kimsenin özel hayatına girmeden, belden aşağı vurmadan, hakaret etmeden eleştirmek olunca, beklentimiz de muhataplarının bu eleştirilere karşı tahammüllü olmasını istemek.
Aramız biraz limonu olsa da doğruları, gerçekleri, güzellikleri yazmamıza engel değil.
Kipaş Holding A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı, şehrimizde yatırımın, üretimin çeşitliliğinin öncüsü olan, (keşke bir de abi olabilseydi) şehri bir tekstil şehri havasından alıp, enerjiye, gıdaya, çimentoya kadar taşıyan ve bünyesinde yaklaşık 13 bin kişiye iş veren sayın Hanifi Öksüz’ü tebrik ederek başlamak istiyorum yazıma.
Ve son yazacağım baştan yazayım da maraza çıkmasın, her zaman, şehrin âli çıkarları meselesinde büyük harflerle düşünmesini-konuşmasını, sesini yükseltmesini beklediğimizi de hatırlatmak isterim.
*
Biliyorsunuz, bizde senelerdir uçak seferleri sıkıntı yaşatır. Biz yazmaktan usanırız, siyasiler aha bugün aha yarın demekten usanmaz iken, vatandaşın senelerdir çektiği çile veya işkence hep sürüp giderken, yine uzun süre iyileştirilen havaalanı binalarını, uzayan pistleri ve ne zaman ve nereden alındığı dahi vatandaştan saklanan o meşhur, sır haline gelen, hasret ve özlemle beklediğimiz ILS cihazı yüzünden yazılmayan, konuşulmayan mesele kalmamıştı.
Yaz mevsiminde, havada bir parça bulut yokken, yağacak veya yağmış bir damla yağmur yokken, bir sineğin kanadını dahi oynatacak kadar rüzgâr, yel yokken uçakların şahsım şehrinin havaalanına inmeyip, soluğu Gaziantep’te almasına bir anlam veremedik senelerdir.
Sahipsiz şehir dedik, bahtı kara dedik, beddua etmiş bir muhterem zatın şehir mahkûmlarıyız dedik, kadersiz şehir dedik, siyasilerimizi meselenin üzerine gitmemekle, takip etmemekle suçladık. Bizim kafamız kel mi, niye kendi alanımıza inmiyor da komşuya gidiyor, onların havaalanı horozlu mu, ya da onların babası muhtar mı cinsinden işi espriye bile döktüğümüz zamanlar oldu.
*
Gelinen noktada çok şey yazıldı, konuşuldu. Peki, ne değişti derseniz, bir gelişmeyi gündeme taşımanın tam zamanı dedim.
Biliyorsunuz, artık ILS cihazı diye bir derdimiz yok. Kalmadı çok şükür. Uçak seferleri artacak, iniş ve kalkış saatleri günlük yaşam şartlarına göre ayarlanacaktı. En azından bize öle söylediler. Eyvallah!
Bugüne gelirsek… Geçenlerde Türk Hava Yolları Genel Müdürü şehrimize geldi. Ticaret ve Sanayi Odasında toplantıya katıldı.
Uzatmayayım, sayın Hanifi Öksüz, sanayici arkadaşlarına ve şehir halkına karşı mahcup olduklarını, en basit, en geçersiz hava muhalefetini bahane etmeden komşu ile inmeyip, uçak seferlerinin daha sağlıklı, zamanlı ve verimli hale gelmesi için talebini, önerisini yineledi. Haklıydı ve şehir adına istiyordu bunu.
Bu duruşu ile alkışı hak etmişti.
Allah bahtını ve yolunu açık eylesin!