Başlığı görünce şaşırdınız, bir tuhaf oldunuz değil mi? Şiirdeki kafiye gibi başlık olunca, eh dikkat çekmedi değil. Niyetim şiir yazmak değil tabi de, biraz gülümseyin diye, biraz espri yapayım diye, biraz empati kuralım diye ilginç bir başlıkta çıktım karşınıza.

Gerginlikler bitti, atışmalar, kavgalar, itirazlar, şikâyetler bitti de ıpırahat olduk. Milletvekilleri de köylerine, pardon Ankara’ya döndüler. Kolay kolay  para versen artık Maraş’a yönlerini de döndürmezler.

Eh adamlar yoruldular Allah için! Oraya koştur, beriye yetiş, iftardı, teravih namazı idi, adaya destekti derken, iflahları kesildi gariplerimin!

İftarlar bitti, esnaf ziyaretleri bitti, şuna destek olun, buna destek verin samimiyetsizlikleri de bitince, bize de gülümseten yazılar yazmak kısmet oldu.

*

Hami Fiskeci, öz be öz amcamın oğlu.

Nur içinde yatsın merhum amcam Selahattin Fiskeci’nin yiğit, mert, açık sözlü,  donanımlı ve kendini medya dünyasına kabul ettirmiş bir isim.

Güzel Türkçesi, mükemmel diksiyonu, Türkiye ve dünya görüşü dört dörtlük olan Hami Fiskeci, bugün ulusal televizyon kanallarının gözdesi.

Yeğenimle gurur duyuyorum.

*

Cami’ye gelince. Allah’ın evi. 5 vakit Müslümanları davet eden ibadetgah.

Depremde merkezde, Ulu Cami başta olmak üzere 39 camimiz ciddi zarar gördü. Depremin üzerinden bir yılı aşkın zaman geçti, ihaleye verilene cami tadilatları, yenilenmelerinde mesafe alınamadı.

Bazılarını komşu illerin büyükşehir belediyeleri üstlenmişti, onlarda da tık yok. Millet nerede namaza duracağını bilemiyor.

*

Sami dedik…

Kimi kast ettiğimi . Aile dostum. Şimdi bir mesele sebebiyle uzaklarda. Ama sevgili Mustafa ile yakında dönecekler, hasreti ve özlemi bitirecekler. Çünkü ailesi, çalışanları onları çok özlediler. Çoğu gitti azı kaldı inşallah! Döndüklerinde Cuma Ergen’in muhtar olduğunu, birkaç eski elamanının başka firmalara gittiğini duyacaklar, üzülecekler muhtemelen.

Gidenin ardından ağlamaya, ah vah etmeye değmez hayat! Güle güle!

Sosyal ve iş hayatında oluyor işte. Yaşanmış tatlı ve muhabbet dolu günler kadar acılı, sıkıntılı günler de. Ama hepsi geride kalacak, acılar, sıkıntılar son bulacak, hasret ve özlem ‘Biz geldik!’ diyecekler!

*

Hepsi bir tarafa da Rami neyin nesi diyeceksiniz, değil mi?

Rami İstanbul’da bir semt adı. Komisyoncuların, hal esnafının yoğun olduğu semt. Çeşit olsun, kafiyeli yazıya ayak uydursun diye sona bıraktım.

Kötü mü etmişim?

Bugün de böyle olsun istedim.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol