Geçen haftanın son resmi gününde Büyükşehir başta olmak üzere metropol ilçe belediye bakanları da mazbatasını alarak koltuklarına oturdular, ‘Bismillah!’ diyerek.

Yalnız dikkat ettiniz mi, 31 Mart’tan bu yana, canlı yayınlarda gazeteci arkadaşlarımız, alınan sonuçları Vahit Kirişçi’nin söylemlerine bağladılar.

Ayrıştırıcı buldular, ötekileştirici tutum ve sözleriyle karşı mahallenin değirmenine su taşıdılar.

Konuşmalarında kimilerini Fetö’cü ilan ettiniz, kimilerini PKK ile yaftaladınız. Bu millet bölünmeden, ayrışmadan bıktı usandı sayın Kirişçi.

Ama siz ısrarla sürdürdünüz bu ayrıştırıcı tutumlarınızı, söylemlerinizi.

*

Vahit Kirişçi’ye değiniyordum, araya başkaları girdi. Söylenenlere bakılırsa, Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen ve koltuğuna oturan Fırat Görgel’e egemen olmaya çalışıyor. Ona karışması, buna müdahale etmesi, idealist, bu şehir için heyecan duyan, projelerini hayata geçirmek için can atan genç delikanlıya karışır, icraatlarına müdahale ederse, bundan kim yararlanır, kim zarar görür, yorumunu size bırakıyorum.

Bu zihniyet, bu söylemler, bu iddialar sevgili Görgel’i de rahatsız ediyordur mutlaka. Geldiği günden beri ne siyasetin abisi olabildi, ne partideki kan kaybına mani olabildi.

*

AK Parti’nin kalesi Maraş, 31 Mart seçimlerinde kan kaybedince, acaba sayın Kirişçi bu yenilgiden, bu zayiattan, bu hezimetten kendine ders ve pay çıkartabildi mi?

Gittiği her yerde insanları ayrıştırmaktan, parçalamaktan, insanların özgür iradesine müdahale etmekten, Cübbeli Ahmet gibi ayrıştırıcı konuşmalardan vazgeçmediği sürece, parti 2028’i Maraş’ta zor görür!

11 ilçenin 8‘ini kaybetmişsiniz, hâlâ kalkıp başkalarına siyasi darbeye kalkışıyorsunuz. Ortada bir cenaze var, tabutun bir ucundan tutmaktan bile imtina ediyorsunuz!

Söylemlerinizle karşı mahalleye oy taşıdınız, insanları partiden soğuttunuz! Bunu derken diğer partilerin başarılarını göz ardı etmiyorum.

*

11 ayda ne değişti de CHP 4, Yeniden Refah Partisi 3 ilçede başkanlık kazandı. AK Parti’yi ana muhalefet partisi konumuna getirenlerine fatura kesilmeyecek mi, hesap vermeyecekler mi?

Seçmen kardeşim; İyi Partiyi, Deva Partisini, Gelecek Partisini, Memleket Partisini, Saadet Partisini, Demokrat Partiyi sandığa gömdünüz, halka rağmen, halkın radarına girmeyen iradenin kaybetmeye mahkûm olduğunu gösterdiniz!

Yolda, trafikte radara düşerseniz ceza yersiniz de, siz daha düşmeden halktan ceza yediniz sayın Bakanım!

Sayın Kirişçi, dost acı söyler ama doğruyu söyler. Yazdıklarım sizi üzmesin! Çünkü siz seçmeni üzdünüz, oy vermeyenleri, vermeyecekleri Siyonizm’le, Fetö ile, İsrail ile ilişkillendirip, seçmeni partiden soğuttunuz. Ne diyordu Cumhurbaşkanı sayın Erdoğan, ‘Bizi eleştirin, yüksek sesle konuşun ki, eksikliklerimizi görelim, yanlışlarımızı düzeltelim!’

Beni değil, sayın Cumhurbaşkanımıza kulak verin!

*

Tekrar ediyorum sakıncası yoksa, trafikte radara düşenlere ceza yazılır. Seçmen kitlesi siz radara düşmeden cezayı kesti. Başta size, Dulkadiroğlu’nda Debgici’ye, Pazarcık’ta Güvenç’e, Elbistan’da Kurt’a da…

Bari büyükşehir belediye başkanımız sayın Fırat Görgel’i rahat bırakın da işine baksın adam.

Son sözüm yine sayın Kirişçi’ye. Kıymetli Bakanım, bu şehir siyaseti sizden öğrenmedi ama sizin daha öğrenecek çok dersiniz var.

Maraş’ta kalırsanız tabi.

NOT: Sabah Gazetesi yazarı Yavuz Donat Pazarcık ve İbrahim Yılmazcan için ne yazmıştı. Perşembe günü… 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol