Öne Çıkanlar MÜFTÜ İMRAN KILIÇ ADAY ADAYI OLDU GÜNEŞ PETROL HAYIRLI OLSUN! SARIYERDE KALDI MODERN SAĞLIK MERKEZLERİNE KAVUŞACAK MST MARKA KAZICI YÜKLEYİCİLER TERCİH EDİLİYOR

Bu haber kez okundu.

RESSAM ORÇAN ANKARA’DA SERGİ AÇIYOR.
 Açılış Kokteyli 22 Nisan Pazartesi saat 18:00 olup ;Sergi -10 Mayıs 2013 tarihine kadar gezilebilecek.

ADRES:Mitatpaşa Cad.No :64 Kızılay - ANKARA

Eserlerinin Kavramsal Tanımı:

M. Akif Orçan’ı yaklaşık on yıldır izliyorum. Öncesinde yağlıboya tekniğiyle “gerçek hayattan kesitler” diyebileceğimiz “hayatın gerçekleri”ni resmediyordu. Yağlıboyanın uygulamada, çalışma mekanı, çalışma hazırlığı gibi zorlayıcı boyutları Orçan’ı zaman zaman daha pratik tekniklere yöneltti. Suluboya, kuru pastel, akrilik ve karışık tekniklerle uzun çalışmalar yaptı.

Son altı yedi yılda somut görüntüyü, içsel ifadelerle yansıtmaya gayret gösteriyordu. Zamanla bu ifadenin görsel boyutunda da gizli, ve uzak-yakın çağrışımlarla ve kendine özgü anlatımı netleştirerek insanın kendi içinde ve dış çevresinde tekilliğini; dünyevi ve uhrevi anlamda yalnızlıkların imgelerini farklı anlatımlarla özgünleştirdi. Öz olarak, figürün mekânsal işlevini kendi imgesindeki bir coğrafya düzlemiyle tamamlamakta.

Orçan’ın bir “Yusuf Hikayesi” ile başlayan “bir” lik anlatımı zamanla, “çoğul yalnızlık” anlatımlarına yönlenmeye başladı. Bu ise izleyiciyi muhayyilesinde daha katmerli bir tekillik, teklik vurgusuna yöneltecektir. Orçan’ın armonik renkleri, dünyanın bitimsiz ve her daim yeni hallerini imlerken, tuval içerisindeki akışkan ve bir bakıma anafor hareketlerin “zaman kavramı” na gönderme olduğunu söyleyebiliriz. “Zaman” ın ürkütücü hızı, onun çalışma şeklinde de yansıyan bir görüntüdür. Hayatın çoğalan hazlarına, zamanın hızına eklediği figürler ise bütün bu dinginliklerin, coşkuların arasında benzerlerini arama ve onların uzaklığını her durumda fark etme olarak bölüntüsüz hissedilmekte. “Büyük boy yalnızlıklar”ı çalışırken, örneğin Yusuf imgelerinde, bütün çerçeveyi bir hortum fırtınasına yakalanmış biri gibi çalışıp; iş, bu ürpertici zamanı yaşayan kişiyi tuvalde anlatmaya gelince durgun bir göl kadar yavaşlayan bir anlatıcıya dönüşüyor. Yani Akif Orçan’ın bir tabloyu çalışırkenki sürecinde hiç durmayacakmış gibi koşan atların gürültülü, tozlu dumanlı sahnesiyle uzun ve derin sessizliklerin hem iç içe, hem de apayrı sahnelermiş gibi durduğunu görmemek mümkün değil.

Resimlerinde, yüzyılların göğü gören kuyularını açan, seslenişleri içine akan, insanları; göğü, ışığı, eşyayı, her şeyiyle hisseden fakat kalbî hüzünlerin yalnızlaştırdığı insanları vardır Orçan’ın…

Kuyudaki Sensizlik-Sessizlik resmi için Orçan’ın kuyudaki o yüreklerine sudan bir mim sokuludur, sanki bütün derdi budur. Orada dipsiz bir yiv oluşmuştur, sanki bütün varı budur… Yüreklerin sesi şöyle: “Göğü görmekteyiz. Bağır bağırayız. Bağıramıyoruz. Nem içindeyiz, dem içindeyiz, derindeyiz.Göğü görüyoruz;Doğruluğunu yüzyılların onayladığı cetvelle varlığımıza koyu, kopkoyu çizgiler atılıyor. Görün istiyoruz.”

Umarım, onun uçsuz kuyularında, vadilerinde duran, ürpermekten bitkin düşmüş figürleri tuvaldeki renk ve ahenge anlamlarına göre hem uzak hem yakın durmaya devam edecektir.

Ressam- Şair Bünyamin K.

27 Şubat 2013.

HÜSEYİN YILDIRIM

1972 yılında İçel-Anamur’da doğdu. İlk ve orta öğrenimini Antalya’da tamamladı.

1996 yılında, Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim bölümünden mezun oldu.Bu güne kadar, birçok yarışmalı sergide, sergileme aldı. Üç ödül kazandı. Bazı banka ve özel koleksiyonlarda resimleri bulunmaktadır.Halen Gaziantep Ticaret Odası Güzel Sanatlar Lisesinde Resim Öğretmeni olarak görev yapmaktadır.Kendi atölyesinde çalışmalarını sürdürmektedir.

KİŞİSEL SERGİLER

1998-Eskişehir Devlet Güzel Sanatlar Galerisi 2011-Gaziantep Bahriye Üçok Sanat Galerisi

2013-Sanko Sanat Galerisi Kişisel Resim Sergisi


Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol