Bu söz üzerine sayın Pakdil’e şunu söyledik,”Tamam, evlatla, devletle kavga olmaz da, gazeteci ile olur mu?” deyince, iki elini yana açarak, “Aman ha, kesinlikle, hayır olmaz!” deyiverdi gülerek. Büromuzu ziyaret ettiğinde de “Sakın ha iki siyasetçinin arasına girmeyin!” köşe yazımız üzerine, “Sen bizim aramıza girmedin, biz seni aramıza aldık” sözünü söyleyiverdi. Gülüşmelerde bile ima vardı.
Necati Okay ve diğer siyasetçi arkadaşlarının da olduğu ziyaret anında…
PAKDİL VE YOĞUN TEMPO…
Hak arama mücadelesi yolculuğuna yalnız çıkan bu vatandaşımıza gerekli nasihatlarda bulunmuş, meselenin takipçisi olacağını söylemişti Pakdil.
Alaaddin Nalcıoğlu da odasında. Espriler, şakalaşmalar gırla gidiyor. Görüşmek için sırada bekleyenlerin haddi hesabı yok. Milletvekilleri, Kahramanmaraş’tan gelenler ve mecliste çalışanlar…
Temposu yoğun. Odaya giren çıkan dolu. Görüşmek üzere bekleyenlerin sayısı oldukça da fazla. Herkese zaman ayıran, dinleyen bir siyasetçi Pakdil.
İsterseniz, Ankara yolculuğumuzun ilk merdiveninden başlayalım, sonra yine Pakdil ve diğer siyasilere döneriz.
Önce Kozaklı… İlk durak… Değerli bir arkadaşımla bu termal kaplıca ilçesine gittik, dinlendik, yorgunluk giderdik. Sabahleyin, kahvaltıyı bile beklemeden Ankara yoluna revan eyledik.