Öne Çıkanlar YAPILAN YATIRIMLAR İŞVEREN VE İŞÇİNİN ALINTERİDİR YENİ BULVAR GELİYOR MUHASEBE HAFTASI KUTLANIYOR SANKO ÜNİVERSİTESİ FLAMASI KARADENİZ SAHİLLERİNDE KAZA YAPTI

Bu haber kez okundu.

3 ÖĞRETMENİN HAYATI VE SELAM FİLMİ
 BAŞ BAŞA Proğramı’nın Yapımcısı aynı zaman Anadolu Bakış Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni F.Alper Gültepe ve Yorum Gazetesi Yazı işleri Müdürü Kürşad Kerem Akçakale’nin yorumladığı proğramda geniş yer verildi.

SELAM FİLMİNİN KONUSU

“Harun, Zehra ve Adem idealleri olan 3 öğretmendir. Eğitim aşkıyla geride ailelerini, yurtlarını bırakarak, 3 farklı kıtaya doğru yola koyulurlar. Adem, Bosna Hersek’e doğru yollara düşerken, ardında hamile eşini bırakmıştır. Zehra ise Afganistan’a doğru giderken aşık olduğu Harun’un sevgisini yüreğine gömer. Harun ise geçmişi bir kenara bırakarak, fakirliğin halen hüküm sürdüğü eski sömürge devleti Senegal’a doğru yola çıkar.

Açlığın, yoksulluğun hatta yer yer halen savaşın hüküm sürdüğü bu farklı topraklara barışı, dostluğu, kardeşliği ve yardım götürmeyi amaç edinen isimsiz kahramanlar, eğitim aşkını kendi yaşamlarının üstüne koyarlar. Her ülkeye yeni hatıralar, yeni hayatlar hediye ederler...”


Yönetmenliğini Levent Demirkale’nin üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda ise Burçin Abdullah, Yunus Emre Yıldırımer ve Hasan Nihat Sütçü yer alıyor...

BAŞ BAŞA proğramının konuğu ise Meram Eğitim Kültür Vakfı Müdürü aynı zamanda Sanat Eleştirmeni Malik Akgüneş oldu.

Selam film mi bugün cemiyet sanat iş dünyasından birçok önemli ismin katılacağı galaya istanbul’dan basının ve halkın katılacağı filmin tanıldığını söyledi.

Akgüneş BAŞ BAŞA proğramında yaptığı açıklamasında; “Selam film mi üç kıtada çekildi. Aysa, Afrika, Avrupa… Film 4 ay gibi bir zamanda çekildi ama hazırlanması 2 yılı buldu. Toplam elli kişilik bir teknik ekip çalıştı. Bu filmde iki tonluk teknik malzeme kullanıldı. Türkiye Afrika Bosna Hersek’e taşıdı.


Dünyada kimsenin gitmek istemediği savaşların açlığın ve fakirliğin yaşandığı Ülker’e gözünü kırpmadan giden öğretmenleri anlatıyor. Geriye dönüp baktığınız da Dünyada şuan da bir takım maddi değerlerle ölçmeye katlığınızda bunu mana ve anlamlandıramazsınız. Oyuncu hasan nihat sütçü diyor ki; Dünya haritasını evirip çevirip parmağını koyduğu yere buraya gitmeliyiz diyen öğretmenleri tanıdım. Orada kendi ailelerini bırakıp sevdiklerini bırakıp sadece rıza kazanmak için giden öğretmenleri tanıdım. Ve yine levent demir kale anlatıyor; böcekler, haşarat, biraz büyük o biraz ürküttü. Kabil’de bir kum fırtınası başlıyor. Bir saat sürüyor kesilmiyor. Kum fırtınası birçok insanın solunum yollarını tıkadı. Çalışma ekibindeki arkadaşlardan bahsediyorum.  Serumlar, iğneler bayağı bir düşen durduğu yerde düşen arkadaşlarımız oldu. Dizanteri olmuşlardı. Bende oldum. Bir film çekmek için gidenler bunları söylüyor. Durmadan bir şey istedik onlardan ve gülümsemeleri bile düşmedi. Onları tanıyınca biz ekipçe kendi aramızda konuşmaya başladık.  Bu iş böyle oluyor demek ki dedik. Sadece gülüyorlar. Pırıl pırıl gülen insanlar.”

MEHMET SAĞLAM ZİYARET ETTİ

“Sayın milletvekilimiz Mehmet Sağlam beyle bir sohbetimiz oldu. Diyor ki; bir gün yurt dışındaki okulları geziyorduk bir öğretmenimizle tanıştık, konuştuk hal hatır, muhabbetler sonra dedim ki sen ne zamandan beri buradasın bana cevaben dedi ki sayın bakanım şu kadar süre yani oldukça uzun bir süre sekiz on yıl süredir buradayım. Dedim ki sen vatanına, memleketine dönmeyi hiç mi, düşünmedin özlemiyor musun diye sordum. Bana cevaben dedi ki ben vatana dönmeye değil sayın bakanım buraya ölmeye geldim.

1453 İstanbul Fethi’nde Hz. 44.20 Orada ne için varda oraya ne için gitmiş ise belki ilk etapta peygamber efendimiz (s.a.v) hadisi şerifine layık olmak insanlar böyle değerlendirebilir. İşte oraya selam filmde de vurgulandığı gibi esas itibariyle de orayı fethi etmenin ötesinde insanlara İslam’ın güzelliği götürülmeye çalışılıyordu. İslam’ın insanlara vermiş olduğu dostluk kardeşlik sevgi barış. Bugün dünyada en çok çıkan değer olan bu değerleri esas olarak verilir.”


MEŞHUR BİR MOSTAR KÖPRÜSÜ VAR

“2005’te Bosna Hersek’e gittik. Meşhur bir Mostar köprüsü var.  Mostar köprüsünü bize anlatıyorlardı, dediler ki Mostar köprüsü evlilik çağına gelmiş insanların evlilikle olan isteklerini beyanlarını gösterdiği yerdir. Oradan atlayarak gösterilir, bazıları da sevdiklerine sevgisini kanıtlamak için oradan atlayarak gösterir. Bu iki iş için kullanılır. Öğretmen öğrencileriyle beraber Mostar köprüsünde gezi sırasında öğrencilerimizden iki tanesi birden suya düşüyor. Eğer profesyonel atlamayı bilmiyorsanız oradan bir yerinizi kırmadan çıkmanız mümkün değil.”

EMANET ÇOK ÖNEMLİ

Türk Öğretmenlerimizden birinin anlattığı bir olay ise gözümün içinde şu şekilde canlandı. Öğretmenin okulda çalıştığı sırada okulun üçüncü beşinci katı pat diye bir öğrenci düşüyor aşağı, o arkadaşım oradan koşarak aşağı iniyor. İniyor bakıyor ki okuttuğu oğlu… kendi öğrencilerinden biri değil, çocuğu hemen anında biri alıp haneye götürüyor. Kendisi odasına geliyor. Seccadesini seriyor, şükür namazı kılıyor. Soruyorlar hocam niye böyle yaptınız diye hoca üzerime emaneti olan öğrencilerden biri değil kendi oğlum, diye şükür olsun benim çocuğummuş diyor. Emanetin ne anlama geldiğini, emanetin ne kadar ağır bir sorumluluk olduğunu bu şekilde gösterirken iste bizim insanımızda bugün dünyaya verilmesi gereken hakikaten çok önemli bir mesaj olsa da bu örnekler çok daha güzel hayatı aynen yansıtıyor. İşte arkadaşlar SELAM filmi de burada sadece üç tane öğretmenimizin yaşadıklarını konu alarak kesitlerle bize anlatıyor. Ama bunların hepsi gerçek ve canlı bunu belirtiyorum. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol