banner1483

Mübarek gelinlik kız sanki, saklandıkça saklanıyor, bir türlü dünürcü karşısına çıkmıyor, nazlanıyor, sanki gelin gitmek istemiyormuş gibi, aileden kopmayı zül sayıyormuş gibi, güneş yüzü görmeye tahammülü yokmuş gibi, sanki gün yüzüne çıkarsa kendisini kaçıracaklarmış gibi hisse sahip olduğundan olsa gerek bir türlü dışarı çıkamıyor, gün yüzü görmüyor!

Şu gerçek doğru, şehrimizin geleceği geçmişinde saklı. Ama o gelecek bir türlü gelmiyor, o gelecek bir türlü geçmişi ile barışmıyor, konu komşu da “Yahu ayıp oluyor ha, bir araya gelin, geleceğinizi geçmişe mahkum etmeyin! Neyi bölüşemiyorsunuz!” demedikleri için de, neyin nerede ve ne için saklandığını  da bir türlü öğrenemiyoruz.

*

Millet günü kurtarıyor, yarının sahibi Allah!

Baştan yazayım da maraza çıkmasın, Dulkadiroğlu belediyemizin Bahtiyar Yokuşu projesini en başta, üstelik de ziyadesiyle alkışlayan benim. Çocukluğum bu yokuşta geçti diyebilirim. Turizme altyapı oluşturduğu için de Başkan sayın Necati Okay’ı kaç kere tebrik ettiğimi hatırlıyorum.

O yokuşların, o eski tarihi evlerin, o taş yolların dili olsa da konuşsa! 

Tabi ki geçmişimizle gurur duymalıyız. Köklü bir mazimiz var bizim! Özellikle tarihi konakların çok olduğu ilçemizde, turizm potansiyelimizin zenginliğini anlatmaya kelimeler yetmeyecek.

Ama saklı değerlerimiz de yok mu, var… O halde, senelerdir aynı teraneyi terennüm ediyor, aha gün yüzüne çıktı, aha çıkacak diye bekledik durduk!

Neyi ne zamana ve ne kadar bekleyeceksek!

*

Çok yazıldı, çok konuşuldu, Mahir Ünal Kültür v e Turizm Bakanı iken, iddia o ki Germenicia için para gönderildi.

Gönderildi de ne oldu?

Bir arpa boyu yol mu kat edildi?

Ali yedi oyuna gitti, çoban yedi koyuna gitti.

Bu kafa ile bu yönetim ile ne o tarih ve hazine saklı bölgede kamulaştırma yapılır, ne de Germenicia’nın gün yüzüne çıkma meselesi senelerdir tartışılır durur, ne de tarihle, geçmişle yüzleşiriz!

Komşularımız Şanlıurfa birçok mesafe katetti, Gaziantep de öyle ki gelen yerli-yabancı turistlerin sayısı milyonlarla konuşuluyor, yazılıyor, bizim geldiğimiz noktaya bakın!

Suya imza atıyoruz, havanda su dövüyoruz, lafla peynir gemisi yüzdürüyoruz, boşuna nefes tüketip günü kurtarma çabasındayız, en iyi yaptığımız, bilidğimiz şey, ancak göbek büyütüyoruz!

Ye Memmet, ye!

Kendisi ve bu şehrin gerçekleri ile yüzleşmekten korkanlar olduğu müddetçe, bir arpa boyu yol alırsak sevinçten, mutluluktan göbek atarım.

Onu da görür müyüm, Allah bilir!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol