Babam, gazeteyi demiyorum, 45 yıllık deneyimi var, üstüne gazeteci tanımam da, lakin bu siteyi kurarken, benim bile kaygılarım, kuşkularım vardı. Başarılı olacağına inancım kıttı. Çünkü sosyal medya dediğimiz alan, farklı bir şeydi.

Sonra… Teknolojiden çok da iyi anladığını söyleyemem. Zaten kendisi de bunu her konuşmasında sık-sık tekrarlar, teknoloji cahili olduğunu vurgulardı. Maraskimlik.com isimli haber sitesini kurarken, Te Bilişimden satın alırken, boşa gidecek paralarına yanıyordum. Sonra gazete zaten başlı başına işti, tek başına gazete çıkartıyordu, üstelik de bayramlarda, daha kimsenin cesaret bile edemediği 50-60 sayfalık gazete çıkarttığı olmuştu.

Geçmişte ve bu günde…

Tabi Mehmet Fiskeci hepimizi yanılttı. Dün kendisini seven dostları her ne kadar yüzüne karşı demese de, içinden geçirenler, “Yapamaz, hem yaşlı, hem sosyal medya çok farklı, emek isteyen, zahmetli iş” diyerek internet haberciliğinin zorluğundan dem vuranlar, fena halde yanıldılar. “Sen site kurarsan, ben de gazete çıkartırım” diye aba altından sözüm ona sopa gösterenler, yaya kaldılar.

Babam hepimizi yanılttı.

Helal olsun!

GAZETEMİZE ZATEN LAF YOK!

Aynı şeyleri gazete çıkartacağı zamanda söylenmişlerdi. O kadar ki, en yakınları bile kendisine 4-5 sayılık vade, ömür biçmişlerdi. “Çıkartamaz, çevresi yok, bu Manşet Gazetesini çıkartmaya benzemez. Birkaç sayı sonra kapıya kilit vurur, bitirir” diyenler KİMLİK GAZETESİ’nde de yanıldılar.

Evet, gazetemiz için de benzer duygular besledi en yakınları. ‘Çok değil, 4-5 sayı zor dayanır’ diyenler, herhalde mahcup olmuşlardır.

Çünkü gazetemiz, bugün 150’inci sayıya ulaşıyor.

Özele haberleri, çarpıcı köşe yazıları ve yorumları ile kentin geleceğine yön veren, ışık tutan bir medya kuruluşu haline geldi Kimlik Gazetesi.

Gazetemizle gurur duymak hakkım!

GELELİM KÖŞE YAZARLARIMIZA

Çalışan biri olarak sürekli yazdığımı söyleyemem. Babam her ne kadar, “Oğlum, sen de bu gazetenin genel yayın yönetmenisin. Çok şükür Türkçen güçlü, kelime haznen zengin, yazı yazma yeteneğin müthiş, neden ihmal ediyorsun?” dese de, zamanım yok.

Benim yokluğumu, eksikliğimi sağ olsun, ablalarım, abilerim ziyadesiyle dolduruyorlar.

Hele bu günlerde, Erkan Şerbetçi büyüğümün, Fatih Ateş ile Gökhan Binici ağabeylerimin birbirinden güzel konuları içeren yazıları, siteyi dolduruyor maşallah. Bayağı da okunuyorlar. Eh, okunacak yazı yazarsanız, alıcısı çıkıyor neticede.

Yazanların da ellerine, yüreklerine sağlık! Benden bu kadar!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol