Allah için siyaseti seviyoruz. Liderleri yakından tanımasak, milletvekilleri ve teşkilat mensupları ile halvet etmesek de, gönül verdiğimiz parti dahil, muhalefeti eleştirme konusunda üzerimize yok. Tabi aynı mesele muhalefete cenahı için de geçerli.

Kim kimi sever, kim kime oy verir, kim kimle gönül bağı kurar, herkesin kendi tercihi, tasarrufu. Karışmaya hakkımız yok, haddimiz de değil.

Haberleri izlerken kanaldan kanala geçiyorum. Belgeselini, müzik kanalını ve futbol maçlarını keyifle izlediğim, dinlediğim TRT’nin haberlerini izlemedim, izlemem de…

*

Şimdi iletişim araçları çok ve yaygın. Bu sayede herkes siyaseti öğrendi, tabi herkes de müthiş ve tartışmasız siyaset yorumcusu kesildi. Lakin insanoğlu,  siyaseti faydacılık, menfaatçılık, siyasi görüşü ve politik davranışı çıkarına göre değiştirmek zorunda kalınca, çirkeflik, yanar dönerlik, akşamdan söz verip sabahleyin caymak, adam satmak, adam kullanmak siyasetin en önemli parçası, unsuru haline gelince, asalında basın yasası gazetecilerden çok siyasilere gerek hale geldi.

Sözler, açıklamalar lağım kokmaya başladı. Herkes üst perdeden birbirini linçe kalkıştı, yargısız infazlara gırla gitti, darağacına çekme moda haline geldi.

Öğrendikleri kalıplarla hareket edep, herkes ‘hesap adamı, siyaset bilimcisi, siyaset mühendisi kesildi’ başımıza.

*

Geldik zurnanın zırt dediği yere…

Herkes birbirinin sesini kısmaya çalışıyor. Herkes birbirine çelme takmaya yemin etmiş gibi, bu meselede azmettirici rolüne soyunmaktan da geri kalmıyor.

Her olayı, her ismi, her meseleyi tek sayıya indirgemek nicelik, bir şeyin değerini belirleyen niteliği mağlup edince, siyasette ne lezzet kaldı, ne tat, ne renk!

Aynı renkleri bir masa üstünde toplama derdi yok kimsede. Özellikle seçim takviminin belirlendiği şu günlerde, kimse memleketi için kılını kıpırdatmıyor, elini taşın altına koymuyor.

Herkes koltuk derdinde. Koltuğu nasıl muhafaza ederim, ballı lokma tatlısından nasıl sebeplenirim, kariyerime kariyer ekler, tatlı koltuğu elden bırakmamak için hangi cambazlıklar içinde olurum derdindeler.

İktidarı da, muhalefeti de aynı kafada.

*

Evet, başlıkta da söyledim, siyaset ezberletilmiş kalıplara sokuldu, biçimlendirildi, şekillendirildi. Politikada neyi düşünüp neyi  düşünmeyeceğimize, nasıl hareket edip nasıl konuşacağımıza algı mühendisleri karar verir hale geldi. Bizim irademizi yok sayarak, hiçe sayarak!

Kuramcılar reklamcılara, parti ilkeleri ise piar çalışmalarına dönüştürüldü. Tek amaç, kurnazca hareket edip sandıktan güçlü çıkmak, seçimi ezici üstünlükle kazanmak.

Bunun için de bütün senaryolar, kirli, ayak ve Alicengiz oyunları, taktikler mübah addedildi.

Devamı başka güne…

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol