Olmazsa olmuyor işte! Zorla değil ya! Olmuyorsa çok da üzerine gitmenin kimseye yararı yok! Israrcı olursanız, öküzü elinizden kaçırabilirsiniz, hazırkinden de olursunuz! Sonra iki paralık öküz kıymete biner, fiyatı artar, güç yetemez hale gelir ve netice itibariyle de kaçan balık büyük oluyor!

Şimdi bunu yazdım diye biliyorum, birileri veya topunuz bir tarafa çekecek, birilerini ima ettiğimiz düşüncesiyle ispiyonculuk başlayacak, savaş alanı genişleyecek, topa tutmalar, hedefe isabet ettirmeler artacak, kırılanlar olacak, velhasılı kelam, ip kopacak!

*

Bu şehirde ekmeğini yemeye çalışan, emek ve zaman harcayan genç meslektaşlarımız var. Onları aşağılamak, onları ötelemek, onları beş-on kelimeden oluşan ucuz cümlelerle itibarsızlaştırmak, onurları ile oynamak, heyecanlarını ve çalışma şevklerini kırmak, hadsizliktir, terbiyesizliktir.

Kişi önce aynaya bakacak, kendini görecek, kendisinin sütten çıkmış ak kaşık olmadığını görünce, herhalde aynadan utanacaktır.

Yüzü varsa tabi.

Ve o gün, genç meslektaşımız, sevgili Osman Tuğrul Tuğ ne güzel yazmıştı, cevap verir gibi, ders verir gibi, tokat indirir gibi… 

*

Gençlerin, mesleğe yeni başlayanların hataları olabilir. Gençtirler, heyecanlıdırlar, hata yapma lüksleri vardır. Biz de gençliğimizde hatalar yaptık, gençliğimize, heyecanımıza yenik düştük. Ama bu kadar meslek ayaklar altına alınmamıştı, bu kadar terbiyesizlik ayyuka çıkmamıştı.

Siz gençlere sahip çıkmak yerine, onlara kol kanat germek yerine, onları gözetip kollamak yerine yerden yere vurursanız, ‘lokmacı, dürümcü’ diye adlandırırsanız, onların da elleri armut toplamıyordur, sizin silahınızla sizi vurmak için sıraya girerler.

Öyle, duayenmiş, üstatmış, geçin bunları. Kişi, mesleği ne olursa olsun, önce insan olacak, önce adam olacak!

Üslup ve seviye her zaman geçer akçe iken hele hele…

*

İş özel hayata, mesele meslek ahlakına gelirse, yönlendirilirse, sizin de ipliğinizi pazara çıkaranlar çıkar. Çünkü sizin kapınız da sırımla bağlı değil.

Bu meseleyi fazla uzatmak istemiyorum. Herkes seviyesini koruyacak, haddini bilecek, birilerini, özellikle genç meslektaşlarımızı eleştirirken, dedim ya, önce aynaya bakacak, yazacaksa, söyleyecekse, iki ölçüp bir biçecek, kendisinin ne olduğunu hatırlayacak.

*

Mesleğe yeni başlamış, sadece ekmeğ3ini düşünen, kimseye zararı olmayan, kopyala yapıştırla da olsa ayakta durmaya çalışan genç kardeşlerimi seviyorum, onlara elimden geldiğince sahip çıkmaya çalışıyorum.

Haa, haddini aşan da olursa araya mesafe koyarım, biter!

Ev danasından öküz olmaz demiştim başlıkta. Olursa…

Yazıyı veciz bir sözle bitirmek istiyorum, ‘Çalma el kapısını el ucuyla, çalaralar kapını var gücüyle!’

İdrak yollarında iltihap olanlara gelsin bu söz.

Bilmem anlatabildim mi?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol