banner1483

Geçen hafta Cuma akşamı, Clarion Otelinde bir ödül töreni vardı. Her ne kadar adı uluslararası olsa da, bırakın uluslararasını, yerelden öteye geçemedi, ödüle ev sahipliği yapan Afşin ilçesinin ne belediye başkanı, ne yardımcısı, ne de bir temsilcisi yer aldı gecede.

Dernek Başkanı sevgili Kazım Ardıç kusura bakmasın, gecenin tadı tuzu, lezzeti yoktu. Yavan yemek gibiydi. Ucuz domates dağıtır gibi ödül dağıtıldı. Yağmur gibi yağdı ödüller.

Ve yaklaşık 60’a yakın ödülün yarıdan fazlasını Dernek Başkanı tüm iyi niyetiyle çabalayan sevgili Kazım Ardıç dağıttı. Hoş dağıtmasa ne yapacaktı, başkalarına ödül verecek kimse de yoktu salondu. Boş denecek kadardı.

Ne sunucunun sunumunda kalite vardı, ne masalardaki ikramda, ne ödül alacakları takdimde…

Elle tutulur, gözle görülür etkin isimlerden Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Şahin Balcıoğlu, İŞKUR Müdürü Ali Yüce vardı.

Ödül alacaklar içerisinde SANKO’nun üst düzey yöneticileri, patronları bile vardı da, gelmedi kimse.

Yerelde ise Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör de ödül alacaklar listesindeydi, o da gelemedi. Ya işi vardı, ya geceyi ciddiye almadı. Vali bey bile  davetliydi, o da yoktu.

*

Benim asıl takıldığım nokta, bir anlamda geceye ev sahipliği yapan Afşin İlçe Belediye Başkanı Mehmet Fatih Güven’in katılmamasıydı. ASHAB-I KEFH merkezde değil, Afşin ilçemizdeydi.

Neden katılmadı.

Aklıma şu geldi, herhalde Başkan sevgili Güven’in ESVED Başkanı Ardıç ile sorunu vardı. Demek ki derneğe bir güven sorunu vardı, belki de bizim bilmediğimiz başka bir neden!

*

Hz. Ömer’in çok sevdiğim muhteşem bir sözü var, “Seni ölüme de götürse, doğruluktan sakın ayrılma” İşte tüm mesele bu cümlede gizli aslında. Çıkar ilişkileri, menfaat kokan yakınlıklar, koltuk yükseltme sevdası ile yanlışa boyun eğmek, maddi ve dünyevi gelir için haklıya haksız, haksıza haklı demek gibi nice örneklerini günümüzde sıkça yaşıyoruz. Doğruyu kendimize göre düzeltip, çekip eğiyoruz. Ancak nefsimize zevk verdiği için insani boyutuna bakmıyoruz.

Hz. Ömer’in sözünden sonra Sokrates’in sözü ile bitirmek istiyorum.

“Kimseye bir şey öğretemem, sadece onların düşünmelerini sağlayabilirim.”

*

Üst paragraftaki cümleleri sevgili Muhammet Eliaçık’ın sayfasından aldım.

Aslında bunu yazarken, sanıyorum ödül gecesindeki uyumsuzluğa  ışık tutmak, bir yerlere göndermede bulunmak istiyordu. Haklıydı… Dünyanın neresinde görülmüş, bir üyenin yönetim kurulu başkanına plaket, ödül vermesi.

Bir protokol adabı var, bir seviye var, bir kriterler manzumesi varken, sen tut yönetim kurulu başkanına plaketi vermesi için üyesine fırsat tanı.

Zaten yüzü gülmedi, tebessüm etmedi bile, tepki gösterdi, ödülünü TSO Başkanı Şahin Balcıoğlu’nun vermesini teklif etti, sayın Balcıoğlu da bu ricayı geri çevirmedi.

*

Yerel siyasetin hafızası, güzel insan Fırat Görgel. AK Partinin şehirdeki en etkin ismi. İl Başkanı. Karakteri ile siyaseti ile herkesin gıpta ettiği A kalite bir isim. Ancak gecede o siyasi konuşmanın gereği yoktu. Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan’ın karizmasına, liderliğine zaten kimsenin laf ettiği yoktu, sayın Görgel de kalktı, kısa süreli de olsa bir siyasi konuşma yaptı, mesaj verdi.

Aslına bakılırsa, gece bir ödül dağıtım gecesiydi. Siyasetten ari idi. Salon bir siyasi miting alanı, bir seçim bürosu, bir siyasi tartışma ortamı değildi.

Gereksizdi Türkçesi.

Arkasından yine yılın siyasetçisi seçilen İYİ Parti Onikişubat İlçe Başkanı Av. Doğan Murat Kılıç ödülünü aldı, mikrofona sarıldı o da kısa bir konuşma yaptı. Biraz sinirlenmişti belli ki. Bu konuşmayı kendine hak saydı bir anlamda. Şayet Görgel ödüle dair teşekkür konuşması yapıp çekilseydi, o siyasi konuşmayı yapmasaydı, sevgili Doğan Murat Kılıç da bir anlamada nazire edercesine,  karşılık verircesine o siyasi konuşmayı yapmayacak, liderleri Meral Akşener’i ve partisini öne çıkartmayacaktı.

Lakin konuşurken seviyesini bozmadı, sevgili başkan Görgel için ‘benim büyüğüm, abim’ dedi. Saygısını da gösterdi.

Ama karşılık vermeye kendini mecbur hissetti. Bunun da yolunu sevgili Görgel açtı.

*

Bu arada, bize de KENT KULİSİ dijital yayınımızdan ötürü plaket verildi. Değerli meslektaşım, KAGİD Başkanı Neşe Yıldızhan’a da yılın sivil toplum kuruluşu ödülünü vermeleri isabetli bir karardı.

Herkese hayırlı olsun. Olsun da, bir daha böyle rezalet, seviyesiz ve yakışıksız bir gece olacaksa, bırakın dağınık kalsın!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol