banner1483

“Gazeteciler olarak erken veya baskın seçimi sevmiyoruz, tamamen duygusal yönden.

Fakat Finlandiya, İsveç, Amerika üçleminde PKK konusunda alınacak büyük bir taviz, Temmuz’da maaşlara iyi bir zam Ekim’in sonu Kasım’ın başı gibi erken seçimin yolu açılmış olur.

Ne olursa olsun, tüm partilerin 1. sıra adayları Kahramanmaraş’ta yaşayan, evi olan, cenazesi Maraş’a gömüleceklerden olsun…

Partililer ve kent halkı bu konuda dik durmalı…”

*

Yukarıdaki satırları sevgili Mesut Tuğrul yazmış. Hak vermemek elde değil. Değil de sevgili Mesut, bizi bize bırakıyorlar mı?

Piyangodan çıkar gibi, tepeden iner gibi, torbadan çıkar gibi gönderiliyor. Maraş’ı, bu kadim şehrin sorunlarını bilmesine gerek yok, zaten kimse de bilmesini istemiyor, kendilerini bilseler yeter!

Sonra mezarlık meselesi. Bunun bir önemi yok. Aha Cafer Tatlıbal. Soyadı gibi tatlı insandı, memleketin yerlisiydi, bu şehrin evladıydı, ne oldu, 29 Mayıs günü İstanbul Eyüp Sultan Camiinde namazı kılındı, İstanbul’a defnedildi.

Ruhu şad olsun!

Yüreğe işlenmeyen hiçbir motifin ne değeri, ne anamı var ki.

*

Diyorsun ki erken seçim var. Evet var. 6 Kasım’a herkes hazır olsun! Siyasete girmeyi, milletvekilliğinden önce aday adayı olmaya niyetlenenler bohçalarını, azıklarını hazırlasınlar!

Mümkünse ve varsa ceplerine de biraz harçlık koysunlar!

Seçim var diye hemen havalara girmeyin, milletvekilliğini çantada keklik görmeyin! Dereyi görmeden paçaları sıvamayın!

*

Mülakat diyorsanız, hikâye… Milletin gazını almaktan başka bir işe yaramıyor. Bir de aday adaylarından paralar toplanıyor, her başvuru için. İyi para.

Malum, devir ekonomi devri, hesap kitap devri. Hesabını iyi bileceksin, attığını vuracaksan, beklentilerinin hayata geçmesini istiyorsan, eh biraz da elini cebine atacaksın birader!

İleride fazlasıyla çıkartırsın nasıl olsa!

*

Memleketin evladı olsun deniliyor ve beklentiler bu yolda. İyi güzel de aziz dostlar, aklımıza, beynimize, özgür irademize ambargo konuluyor.

Dedim ya, bizi bize bırakmıyorlar ki.

Bizi adam yerine koyan yok! Bayram da geliyor aha, kurbanlık koyun gibiyiz. Kim aday gösterilirse ona oy vermek, onu seçmek zorunda bırakılıyoruz!

Bizim aklımız, bizim fikrimiz, bizim özgür irademiz başkalarının elinde nasıl olsa!

Bizi bilmeyen, bizi tanımayan, bizim geleneklerimizi, kültürümüzü, etnik ve sosyal yapımızı bilmeyenler dayatma ile karşımıza çıkartılıyor.

*

Nedir bu, kim bunlar?

Belediye başkanları, milletvekilleri, il başkanları vs… Belediye meclis üyelerini geç bir kalem. Onların ne işi var belediyelerde. Kaldırılmalı meclis üyelikleri. Seçildikten sonra ne memleketlerine, ne yörelerine hayırları var.

Kendilerine çalışıyorlar önce.

Nereden yol geçecek, nerede imar tadilatı yapılacak, nerede rant var, gün öncesinden bir yerlere, birilerine haberler uçuşur, adamları veya yakınları üstün bir gayretle malın, rantın üzerine konarlar.

Önce kendi kapılarının önünü temizlettirirler. Vakit ve sıra kalırsa başkalarına sıra gelir. Belediye meclis üyesi ya, o kadar da torpili olsun yani.

Geçmişte ne kadar çapsız, ne kadar eğitimsiz, ne kadar özgül ağırlığı olmayan, ne kadar kendini ifade etmekten aciz adamlar varsa, belediye meclis üyesi yapılırdı.

Bizim dediğimizi yapsın, karışmasın, görüşmesin, aklı yetmesin, bilmesin istenirdi.

Şimdi biraz uyandılar.

Gözleri açıldı.

*

Neyse, siz onu bunu bırakın da 6 Kasım’daki seçimlere odaklanın. Hadi, 6 ay kaldı şunun şurasında, bohçaları hazırlayın, ne yapacaksanız, ne kopartacaksanız, nereye göz diktiyseniz, hesabınızı kitabınızı bilerek kimin canını yakacaksanız şimdiden yola çıkın.

Malum, er kalkan yol alıyor! Eh, siz de yolunuzu bulurken, memlekete de hayrınız, faydanız dokunur inşallah ve maşallah!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol