Gençliğimde, yakışıklı aktör Ayhan Işık’ın filmlerini çok izlerdim. Bingöl, Şan, Ceylan, Çiçek ve Renk sinemaları kadar bir dönemler hepimizin, özellikle yaşı 60’ı geçmiş bizlerin yazlık sinemaları revaçta iken, Ayhan Işık gibi karakterlerin filmleri ilgi görürdü.
Bir filmi vardı Ayhan Işık’ın, ‘Rifat diye biri’ Mert, delikanlı, mahallenin namus bekçisi, haksızlığa taviz vermeyen, kural tanımayanlara karşı sert bir mizacı vardı filmde.
*
Bu şehirde her sektörde karakteriyle, özgül ağırlığı ile kamuoyundaki karşılığı ile sevilen-sayılan isimler, sivil toplum kuruluş kanaat önderleri varken, bu isimlerden birinin Pastaneciler ve Lokantacılar Odası Başkanı sevgili Erdal Kanbur, bir bardak suda kopartılan fırtına yüzünden yıpranmış olsa da, o hizmet sektörünün önemli bir markasının temsilcisi, çalışanların ağabeyi, arkadaşı, dostu ve babası konumunda.
*
6 Şubat depreminde yara almayan, yakınlarını kaybetmeyen, maddi manevi zarar görmeyen yok. Ve acılar hâlâ taze!
Ve insanlar yaşam mücadelesi kapsamında ayakta durmaya çalışıyor.
Depremin hemen ardından, omuzuna kamerayı alanlar Yaşar Pastanesine ‘Eyyy’ çekenler, zaten ömrünü tamamlamış otelin altında kiracı iken, kalitesiz inşaatın da sorumlusu imiş gibi hedef tahtası haline getirdikleri dünya markasının bir üyesini yargısız linçe kalkıştılar.
Ve enkazlar daha yerini korurken, bir pet şişe su yüzünden kamerasını açıp ‘Eyy Yaşar Pastanesi…’ narasını atanlar, baktım sonradan Mado’ya sırnaşmaya başladılar.
*
Erdal Kanbur, bir eğitimci, bir eski gazeteci. Duygusal insan. Dokunsanız gözyaşlarını tutamayacak kadar hassas ruhlu bir arkadaşımız.
Bu yazıda niyetim Mado’yu savunmak, onun avukatlığını yapmaktan çok, Sosyal sorumluluğunu bilen, bir gönül adamı Erdal Kanbur’a reva görülen hakaretlerin, acımasızca saldırıların adres konusundaki ısrarı da bir tarafa bırakarak, şehrin ana gündemini, asıl çarmıha gerilecek isimlerin ve kurumların unutturulmak istenircesine meselenin beka sorunu haline getirilmesi hem şehre, hem de hizmet sektörüne çakılan çivi gibi duruyor.
*
Dünya markası MADO, yani Kanbur ailesi bu şehrin hem hizmet sektöründe, hem de toplumsal hayatta kentin hafızası, kara kutusu. Düne kadar şehrin tanıtımı kadar eğitim ve sağlık alanındaki yatırımları, hizmetleri görmezden gelinerek ‘vur abalıya!’ ısrarı nereye kadar!
Eleştirirken insafı elden bırakmamak gerekiyor!