Yaklaşık 1 ay önceki bir yazımda, Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz’ün hakkında çıkan haber, yorum ve takip eden iddialar@belgeler ile ilgili olarak "Yargı önünde hesaplaşacağız" açıklamasından sonra, baktım yine bazı internet sitelerinde, sosyal medyada Başkan Gürbüz’e yönelik operasyonlar sürüp gitmiş, biz de basın açıklamasından izlenimlerimizi sizlerle paylaşmıştık!

Derken… Gündemden düşmeyen bu ilçemizin (pardon şehir) AK Parti İlçe Başkanı sayın Ahmet Tıraş,  KENT KULİSİ canlı yayınında konuğumdu.

Ahmet Tıraş, eski belediye başkanı Av. Durmuş Küçük’ün görevden alınması ardından 4,5 ay belediye başkanlığına vekâlet etmişti.

Elbistan’ı, şehrin ruhunu, sorunlarını, siyaseti, yerel yönetimi biliyor. AK Parti Gurup Başkanvekili, siyasetin ağır topu, bir anlamda her şeyi, tüm hizmetlerin şehre gelmesinde ciddi anlamda payı, imzası olan sayın Mahir Ünal’ın da köylüsü. Akrabalık var mı, onu söylemedi işte.  

*

Hiçbir meslektaşımı incitici, rencide edici yazı yazmaktan, düşünmekten bile kendimi imtina ederim. Kimsenin de yazısına, yorumuna karışmayı kendime hak saymam. Herkesin haber tarzına, yayın politikasına, yorumuna saygı duyarım. Beğenirim, beğenmem, o benim sorunum. Ancak bir basın mensubu birileri hakkında belge yayınlıyor, yayın politikası gereği farkındalık yaratıyorsa, izlerim, okurum, kişisel yorumlarımı yaparım.

Mehmet Akif’in dediği gibi, gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövülmez!

Şu da var, bir basın mensubu, birileri hakkında istediği zaman, istediği yerden istediği bilgi ve belgeyi alır, toplar... Hiç kimse ulaşılmaz değil. Herkes istediği kişi hakkında istediği istihbaratı yapar, belgesini toplar ve haberini kamuoyu ile paylaşır. Ancak basın ahlak yasa ve etik kurullarını göz ardı ederek! Yoksa, ‘ben yazdım oldu, ben dedim tamam!’ yok. Sonra bunun bir de vebali var!

Bu onun sorunu ve yorumları da kendini bağlar. “Şunu yaz, bunu yazma, şunu eleştir, bunu eleştirme!” deme hakkım yok, haddim de değil.

Herkesin yoğurt yiyişi farklı. Ben çocuktan satırdaki yoğurdu parmaklayarak yer, satırı yarıya indirir, sonra da daha eve varmadan üzerine çeşmeden su takviyesi yapar, sonra da anam-babam olayın farkına vardığında, bir ton sopayı yerdim, o ayrı.

Kimisi çatalla yer, kimisi kaşıkla. Herkesin zevki kendine.

*

Elbistan şu sıralar ateşten gömlek. Her ne kadar İlçe Başkanı Ahmet Tıraş ‘Elbistan zor şehir, bu şehirde siyaset yapmak zor değil çok kolay!’ dediyse de, buna katılmıyorum.

Herkes birbirinin ayağını kaydırmaya, birbirine kazık atmaya, birbirinin kuyusunu kazmaya çalışıyor. Dost gibi görünen yüzlerin, görünmeyen bir başka yüzü en yakın dostunu arkana vuruyor.

Çünkü, meşhur sözdür, ‘İnsanların daima başkalarından gizlediği bir ikinci yüzü vardır!’

Evinde, dost ortamında puro içersin, en yakının seni deşifre eder, ele güne rezil eder. Sonra, haydaaaaa! Al başına belayı…

Ayak oyunları, çangal takmalar, kulp takmalar, tiyatrolar, kumpaslar, siyasi darbeler, birilerinin sözde ipliğini pazara çıkartmalar…

Bunlar her siyasi partide, her dönemde alışılagelmiş, yaşanan şeyler. Siyaset ile uğraşıyorsanız, tahammül edeceksiniz! Ancak eleştiri hakarete, tehdide ve şantaja kadar uzanıyorsa, eleştiri, eleştiri olmaktan çıkıp, linç kampanyasına dönüşüyor, boyutu her geçen gün daha da büyüyorsa, gereken elbette yapılacaktı.

Gazeteci ne hakim, ne de savcı… Gazeteciliğin de bir namusu var!

Görünen o ki, bu iş ya mahkemede bitecekti, ya karakolda…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol