İnsanlık tarihinin en başından itibaren “Efendiler ve uşakları” hep var olmuş, uşaklar efendilerinin iktidarlarını sürdürmesi ve bu sayede kendi yaşamlarının da sürmesi için her türlü pisliğin, namussuzluğun, ahlaksızlığın, haysiyetsizliğin içinde çırpınıp durmuşlar ve ne yazık ki başarılı da olmuşlardır!..

Büyük kötüler içinse kurdukları düzenin sürmesini sağlamak göreceli olarak daha kolay, daha basittir… Yapmaları gereken tek şey en kötü, en ahlaksız, en entrikacı, en vicdansız, en gurursuz küçük insanları kendisine bağlamak, etrafını onlarla kuşatmak, tüm kirli işleri onlara yaptırmaktır…

Kralların, sultanların, diktatörlerin iktidarlarına baktığınızda en yüksek makamlara ulaşmış küçük insanları hemen tanırsınız… Örnek çok, örnek binlerce; Yavuz Sultan Selim’in İdris-i Bitlisi’si, Kanuni’nin Ebu Suud’u, 1. Ahmed’in Kuyucu Murat Paşası, Hitler’in Göbels’i,  Mussolini’ye biat eden generaller yüz binlerce Hıristiyan’ı cadı, şeytanın kölesi suçlamasıyla işkencelerle, yakarak öldürten Engizisyon papazları yüksek makamlara erişmiş küçük kötülerden yalnızca birkaçıydı.

*

Suretler değişti ama büyük ve küçük kötülerin insanlığa yaptığı saldırılar yüzyıllarca sürdü gitti!

İstiklal katliamında da aynı döngü işledi!

İnternetin icadı, insanlığa yaptığı pek çok olumlu katkının yanında kötü ruhlar için de bir nimet oldu.

Kısa sürede sosyal medyada tıpkı Hitler’in “Kahverengi gömleklileri” gibi, partileri, etnik kökenleri, cinsiyetleri fark etmiyor, genelde hayasız, soysuz trol sürüleri oluştu. Her iki cenahtan da…

Büyük kötülerin emrindeki bu güruh hiçbir ayrım yapmaksızın insanları, kurumları itibarsızlaştırmak, etkisizleştirmek için en akıl almaz iftiralarla, yalanlarla hedef göstermeye başladılar.

Çevre kirlendi, doğa kirlendi, havamız kirlendi, siyasi partilere bakıyoruz dil, üslup kirlendi. Seviye yerlerde sürünüyor.

Ağızlarına biber süreceksin bunların!

*

Teknolojinin gelişimi, bu habis ruhların işini büyük ölçüde kolaylaştırmıştı. Hiçbir kural yoktu; ezilmek, sindirilmek, hedef gösterilmek istenen kişi ya da kurumlar için ortaya atılacak yalanların “belden aşağı- belden yukarı” olması hiç fark etmiyordu… Olabilecek en pespaye montajlar, en bayağı küfür ve hakaretler en rağbet görenlerdi!.

Dikkat isterim, bu yazıda A veya B partisi, bilmem ne ittifakı yok. Yazı genel. İçinden cımbızla bir şeyler almak isteyen olursa, veresiye defteri açık.

Tarih Baba’nın defterinde minnacık bir dipnot bile olamayacak büyük kötüler ve uşakları küçük kötüler, tam da tıynetlerini, ne mal olduklarını, nasıl bir bataklığın içinde yüzdüklerini her olayda cümle âleme gayet açık bir şekilde, gösterdiler, gösteriyorlar, gösterecekler! İstiklal katliamında da insan kanıyla beslenen teröristler, kömür karası cibilliyetlerini, kötülüklerini her şekilde açıkça sergilediler!

*

Her terör eyleminde birbirinin kopyası klişe cümleleri kuran, ömrü birkaç saati geçmeyen yalanları fütursuzca, sırf karşıtlarını karalamak için söyleyen iktidar elemanları ve kuyrukçuları da sahneyi dolduruverdiler tabi!

Ne de olsa yakında ‘kader seçimi’ olacak!

Bu ülkenin aydınlık, namuslu, yurtsever insanları irili ufaklı bütün kötüleri sonsuza dek inlerine hapsedecek kararlı birlikteliği kurmalı artık…

İnsanlığımızı ve Cumhuriyetimizi geri almanın vakti çoktan geçti!

Kim cumhurbaşkanı olur, hangi ittifak seçimin galibi olur, bilemem. Kazanan istikrar olsun, barış olsun, özgürlük olsun, insan hakları olsun, demokrasiye ve geleceğe teminat olsun!

Şehrim ayağa kalksın, hayat normale dönsün!

Dua ediyoruz. Seçim ülkemize ve şehrimize hayırlar getirsin ve Rabbim devletimize zeval vermesin!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol