Uydu mu, valla uysa da yazdım, uymasa da. Siz de uydurun bir yere! Hep zor işleri bana yükleyecek, ihale edecek değilsiniz herhalde.

Kıymetli meslektaşım Mustafa Nuri Şirin, bayramın ikinci günü bir paylaşımda bulunarak, kanayan yaramıza dokunmuş, kanattı mı, acıttı mı başkalarını bilemem de, bendeki kaygıları daha da büyütmüştü. İkircikli biri değilim ama içimdeki şeytan dürtüyor işte; ‘bu şehirden, bu yöneticilerden, bu siyasetçilerden bir cacık olmaz!’ dercesine, sahipsiz şehir imajımızı silemediğimizin emaresi, işareti olarak alnımıza kara leke gibi yapıştı adeta.

*

Şimdi yazacaklarım bazılarının gücüne gidecek, bunun farkındayım. Alınanlar çıkacak, ‘Yapma Mehmet abi’ diyecekler. Lakin kral çıplak deme vaktinin geldiğini, hatta geçtiğini ne zaman fark edeceksiniz kıymetli dostlar.

Ona dokunma, buna değinme, o bizim partilimiz, bu bizim mahallenin adamı, şu bizim okul arkadaşımız, öteki hısımımız…

Eeee, her gün size kabak musakkasının tarifini yazacak değilim. Suya imza atsam, ne alaka diyeceksiniz, havadan, buluttan, nemden bahsetsem, ‘Adam gibi yazılar yazsana!’ diye fırça çekeceksiniz!

Eksiğimiz çok, ‘Sahipsiz şehir’ imajını silemedik bir türlü. Siyasilerimiz desen Allah’a emanetler!

Siyasiler demişken, Trabzonlu olan Ulaştırma Bakanı (Abdulkadir Uraloğlu) beyefendi, memleketine ikinci havaalanı için talimat vermiş. Daha önce deniz doldurulmuş, havaalanı hayata geçirilmişti. Şimdi sıra ikinciye gelmiş.

Helal olsun! Hadi gel de gıpta etme, imrenme, kıskanma!

*

Bizim havaalanımız da Allah’a emanet. Bir ILS cihazını takmaktan aciziz. Bu işi üstlenenler, ‘O iş bende!’ diyen anlı şanlı işadamlarımız, topu taca attılar, siyasiler de aha bugün, aha yarın diyerek bizi oyaladılar.

Sonradan uzatılacak pistin sonundaki 60 dönümlük bir alandan söz edildi. İstimlak edildi mi, pist uzadı mı, uçakların iniş ve kalkış günleri-saatleri rayına oturdu mu, bilen varsa lütfen bize de bildirsin!

Bu milletin çektiği yeter artık sizden! Yemin ederim Tayyip Bey’in haberi olsun yaptıklarınızdan, özür dilerim yapamadıklarınızdan, eline sopayı alır, sizi Bahtiyar Yokuşuna sürer, yakaladığı yerde kıçınız kanayana kadar döver.

Şükredin ki sayın Cumhurbaşkanımın (Allah ondan razı olsun!) haberi yok olanlardan-bitenlerden. Ya da olmayanlardan.

*

Kusura bakmayın da, bizi salak, bizi keriz, bizi enayi, bizi aptal yerine koydular. Nasıl olsa oylar çantada keklik, her seçimde yüzde 70’in üzerinde oylar gidiyor tıpış tıpış.

Ne yapacaksınız havaalanını, ne yapacaksınız futbol sahasını? Kıçınızı kırın oturun oturduğunuz yerde! Maçlar da mahalle aralarında oynanır, olur biter!

Düğün olur iki kişiye, kaygısı düşer deli komşuya. Benimkisi de o hesap işte ama iman hala bırakmıyor birader!

*

Diyorum da, yahu sezon başladı başlayacak, 3. Ligde top koşturan 2 takımımız var, maçlar nerede oynanacak, millet onu merak ediyor şimdiden. Stadlarımız vardı, çürük diye yıkıldı, bu şehre ’30 bin kişilik modern stad’ sözü verenler de çekip gittiler. Yoklar artık. İyi ki de yoklar mahallesine taşındı.

Hele yüzyılın depreminden sonra biz bize kaldık. Acılarımız hâlâ taze, yüreğimiz hâlâ yangın yeri. Yangını söndürmeye de Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Hayrettin Güngör’den başka kimsenin ne niyeti var, ne çabası.

*

Ne diyordu sayın Meslektaşım!  

ADH'MİZ NE OLDU... Kahramanmaraş ve Hatay, 6 Şubat depremlerinde büyük yıkıma uğradı. Depremin merkez üssü Kahramanmaraş'tı. O günlerde her iki ili ziyaret eden Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Acil Durum Hastanesi (ADH) sözü vermişti. Hatay'ın Defne Hastanesi çok kısa sürede yapılarak hizmete sunuldu. Peki, bize söz verilen ADH ne zaman yapılacak? Kaldı ki şehir merkezinde faaliyet gösteren özel hastaneler de deprem de zarar görerek devre dışı kaldı. Necip Fazıl Hastanesi'nin şu anki durumu ise malum.

Bu yaz günlerinde bile sağlık alanında büyük sıkıntılar yaşanırken, önümüzdeki aylarda okulların açılması ve şehirden geçici olarak gitmek zorunda kalan vatandaşlarımızın dönmeleri halinde halimiz nice olacak? Şu anda İl Sağlık Müdürü ve 3 önemli başkan istifa ederek ayrıldı. Sağlık şu anda vekaleten yürütülmeye çalışılıyor ve büyük boşluk var. Bir an önce yönetim kademesine atamalar yapılarak derhal sıkıntılar giderilmelidir.

Öte yandan; duyduğumuza göre il müdürlüğüne çok sayıda aday varmış. Dışarıdan bir ismin atanabileceği iddiaları da konuşuluyor. Ama dışarıdan gelecek bir ismin burayı öğrenmesi aylar sürer. Ancak bizim acil icraate ihtiyacımız var. Kahramanmaraş'tan liyakatli bir isim acilen müdür olarak atanmalı ve işe koyulmalıdır.

Bu arada kurumun hafızası olarak nitelendirdiğimiz ve halen Personel Daire Başkan yardımcısı olarak kaleyi terk etmeyip görevinin başında bulunan Mehmet Yılmaz ise daha önce bir dönem başarılı şekilde yaptığı Personel Daire Başkanlığına yeniden atanmalıdır. Şu aşamada buraya başka bir isim atayarak maceraya ve risk almaya hiç gerek yok. Bizden hatırlatması.”

*

İki kelime eklemesem rahat edemem. 5 senedir bu şehirde başarı ile sağlık müdürlüğü yapan Ali Nuri Öksüz görevinden istifa etti. Ettirildi mi, kendi iradesiyle mi bıraktı, bilemem. Lakin bütün millet, ettirildiği kanaatinde.

Şunu sormak isterim, şayet rahmetli Ali Sezal ölmeseydi, oğlu Cihat Sezal da milletvekili olarak kalsaydı, damat Ali Nuri Öksüz görevinden istifa ettirilir miydi?

Şu gün oldu, daha sağlık müdürünü atayamadınız. Neyi bekliyorsunuz, neyin hesabındasınız, neyin peşindesiniz!

Ahmet Yener’in adı geçiyor. Vehbi Şirikçi’nin ve Mehmet Yılmaz’ın… (Sayın Şirin’in dediği gibi, Mehmet Yılmaz’ın hakkı ve makamı kendisine iade edilmelidir. O, sağlık camiasının hafızası konumunda)

Vakit geçiyor, zaman daralıyor, insanların şekeri ve tansiyonu yükseliyor!

*

Anca istişare, ancak bilgi alış-verişi. Altı astarı yok, içi boş. Ancak A bakanı  geliyor, havaalanında karşılama, hoş geldin, güle güle. Fıstık ezmeleri, dondurmalar, tarhanalar, baklavalar uçaklara, özel araçlara yerleştiriliyor, birkaç yağlı cümle, ‘sayın bakan güle güle!’

Tamam da, gelirken ne getirdin bize. Heybede ne vardı, gelirken müjde yok muydu akıl defterinde!

Yokmuş. Kuru kuru gadanı alayım, takır takır yoluna öleyim, öyle mi?

Yok ya, anan güzel mi o kadar!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol