Yükü ağır denilen bu şehrin kangren haline gelmiş sorunları varken, bakıyorum, kendini bu şehirden sorumlu tutanlar, havanda su dövüyor, güneşi balçıkla sıvamaya kalkışıyor, akşamdan söz verip sabaha sözünden dönenler gibi, sözlerinin arkasında durmadıkları gibi, dediklerini de inkar ediyorlar.

Değişime tamam da, değişimden ne anladığımıza bağlı bazı sorunların çözümünde. Zaten kimse de değişime karşı değil.

Bir yumurtayı alın karşınıza, dışarıdan bir kuvvetle kırılırsa, yaşam sona erer, içeriden bir kuvvetle kırılırsa yaşam başlar. Büyük değişiklikler her zaman içeriden başlar, başlamalı.

Madem öyle, işte böyle; yeni bir hayat istiyorsak, değişime önce kendimizden başlamalıyız. Önce kendimizi düzeltmeliyiz!

*

Bu şehirde önce zihniyetler değişmeli. İnsanlara, olaylara, tarihlere bakış açımız değişmeli. Eğrilere, yanlışlara, sahtekârlara olan tavırlarımız net ve karar verici noktasında olmadığı sürece kılık değiştirmişsin, yön değiştirmişsin fark etmez, hikâye.

Bu şehrin sorunlarına olan borcunuz varken, borcunuzu ödemekte imtina ediyorsanız, hafızanızı yoklayın, düşünce modunuzu değiştirin.

Bizim sizi değiştirmeye niyetimiz olsa da, yanlış sistem, yanlış kararları doğuruyor, yanlış insanları koltuğa oturtuyor.

*

Bakın, bu şehirde esnaf kefalet kredi kooperatif seçimleri oldu. Birinde adalet, demokrasi ve seçim kuralları devreye konulurken, birinde demokrasi, hukuk ve adalet katledildi.

Ölüler oy kullandı, parmak kaldırdı. Belediye çalışanları, yaşı 18’i doldurmamış bacak kadar çocuklar salona alındı, oy kullandı, parmak  kaldırdı. Taşımalı eğitim gibi, taşımalı seçim mitingleri gibi otobüsler dolusu insanlar salona dolduruldu.

Ellerine tutuşturulan dosya numaralı, ne idigü belirsiz kâğıtlarla salona girdiler, demokrasinin işlemediği, kurulların çiğnendiği salonda sandığa gidilmek yerine parmak indir kaldırla seçim oldu bittiye getirildi.

Beş dakikada Beşiktaş yapıldı.

Dedim ya, yanlış sistem sadece bizde işlemiyor, ülkemin her noktasında böyle. Sistem yanlış olunca, başa da yanlış insanlar geliyor, düşünme, hareket etme melekesini yitirenler bilmem kaçıncı dönem başkan olarak koltuğa kuruluyor.

Resmen işgal.

*

Bedeniniz kadar ruhunuz da kirlenmiş. Önce bir hamama gidin, 40’lanın, öyle toplum içine çıkın. Yoksa kokuyorsunuz. Bu yüzden kimse yanınıza yaklaşmıyor, yaklaşamıyor.

Gerçi sizi temizleyecek temizlik malzemesi de icat edilmedi ya, neyse…

NOT: Bu siyasi bir yazı değildir ve uzaktan yakından alakası da yoktur.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol