Sonbahardayız, havalar serinledi ama siyaset sıcak, hararet ve hareketli saatler, günler yaşıyor. Yazdan kalmış gibi. Ve gündemde; ‘CHP Kahramanmaraş il başkanı kim olacak?’ meselesi var.
Eskiden, sporda ve siyasette olsun fark etmiyor, daha maç başlamadan saha ve seyirciyi avantaj sayan kafalar, maça 1-0 önde başlardı. Dedim ya, eskidendi o… Şimdi kurallar ve taktikler değişti, bazen ummadığın, ligin alt sıralarında bulunan takım gelip lidere kafa tutabiliyor, hatta yeniyor bile. Fark atarak hem de.
Siyasette ve futbolda bunların örneklerİ çok yaşandı, yaşanacak da.
*
Dedim ya, Cumhuriyet Halk Partisi Kahramanmaraş il teşkilatı 18 Ekim Cumartesi günü kongreye, yani seçime gidiyor.
Burası genel… Yazacaklarım her parti için geçerli. Mevcut il ve ilçe başkanları, genelde parti ile alakası olmayan yakınları ve çalışanları dâhil, kendisine biat edecek kimseleri delege yazarlar. Emireri, kurşun asker ararlar. O devir geçti artık. Şimdi herkes siyaset allamesi, Erman Toroğlu’na rahmet okutacak kadar futbol yorumcusu.
*
Evet, CHP 18 Ekim’de seçime gidiyor ve mevcut Başkan Ünal Ateş’in karşısında güçlü bir aday var. Partinin ruhunu bilen, hafızası sayılabilecek, üstelik de sadakati, nezaketi ve güçlü siyaset tecrübesi ile bilinen Av.Selim Sümen.
Artık parti içi disiplin, siyasi ahlak diye bir şey kalmadı. Hak, hukuk ve adalet, sadece eylemlerde geçerli. Seçimlerde, delege yazımlarında bunlar lafta ve rafta kalıyor. Adalet arıyorsanız, Üngüt’te.
Hadi bir iki örnek verelim; Naile İşlek ve Mehmet Bağlar… Siyasi ahlakı, tecrübesi, son genel ve mahalli seçimlerdeki fedakâr gayretleri, partiyi güçlü kılan yetenekleri ile bilinen isimler. Üstelik de milletvekili adayı da oldular. Kadın Kolları Başkanlığı da yaptı Naile İşlek. Zarif, nezaket timsali.
Hala böyle iken, partiden güç alan değil, partiye güç katan, emeğini, imkanlarını ve zamanını partiye adayan bu isimler, CHP delegesi bile değiller. Yazılmadılar. Niye? Bizim mahallenin adamı, bizim takımın oyuncusu değiller de ondan!
Daha bu isimler dışında kaç örnek var, sayısını siz hesap edin!
Ve… İhtiyaç olduğu halde 53 delege kadrosunu boş bırakmak hangi aklın ürünü?
*
Gelin bu paragrafa bir soru İle girelim, son seçimlerde Onikişubat ilçesinin oyu 51 bin iken, neden 21 bine düştü? İlçe başkanı kimdi? Sorgulanan bu!
CHP, zihniyet ve siyasi ahlak olarak kayyuma karşı mı, evet, karşı. Peki, Çağlayancerit ilçe başkanını görevden alıp yerine partili bile olmayan birini kayyum olarak atamak neyin nesi? Bu iddia doğru ise kayyum sistemine-uygulamasına karşı gelmek ne kadar inandırıcı? Mesele, ‘uzayan dal benden olsun’ mu?
İddia o ki, 4 CHP’li belediye başkanı Av. Selim Sümen’i destekliyor. Ve bazı büyük ilçeler de dâhil. Elbistan bile.
*
Partinin genel inancı, kuralı ve sloganı; hak, hukuk ve adalet olmasına rağmen, teşkilat içinde rastlanılmaması, kentte yaşanmaması, Selim Sümen’i aday olarak çıkardı mevcut yönetime karşı. Mecburen, ihtiyaçtan!
Genel kanı, partiye yıllarını veren, 6 ok’un birleştirici gücüne inanan, Cumhuriyet ile Demokrasi ilkelerine inanan ve Atatürk dostu herkes de bu isim üzerinde mutabık!
Selim Bey’i senelerdir tanırız, herkes tanır. Beyefendi, ağabey, bir bilen, güvenilir insan. Ama şimdi rakip. Peki, rekabet nezakete mani mi, tabi ki değil.
Birleştirici, uzlaştırıcı, toparlayıcı ve ağabeylik yapacak karakter, zihniyet ve siyasi ahlak ile yoğrulmuş Selim Sümen, yarın saat 14’te parti binasında adaylığını açıklayacak.
NOT: Hayırlısı diyelim. Basın açıklamasından sonra bir yazı daha gelecek bu sayfada, köşede.





