banner1483

Usta yazar, şair Nazım Hikmet’in eserinden arakladım başlığı.

Zaman zaman kendi kendime beyin jimnastiği yapıyor, aklımı kontrole çalışıyor, ruhumda esen fırtınalara kapılarak kendimi rüzgarın akışına amı bırakıyorum diye düşünmüyorum değilken, birçok okurum karamsar yazılar yazdığımı, özellikle bu kentin tüm değerleri varken meydanda, şehrin üstünde karabulutlar gezdirdiğimi ileri süren okurlarıma hak vermiyor değilim.

Kimse cebinden harcamıyor, herkes hesabı birilerine yıkma gayreti içinde.

Bıraksan, düşüncesine bile sponsor bulacak!

Kimse ruhunda biriktirdiği ve özümsediği milli-manevi değerleri başkaları ile paylaşma yerine kendi heybesinde gezdirmeyi yeğ tutuyor.

*

Para biriktirmek, mal mülk biriktirmek, çocuklarına-torunlarına daha fazla  miras bırakmak için yüreğinde insan biriktirmeyi unutan bir  nesil dolaşıyor aramızda.

Bir zihniyete daha doğrusu.

Zihniyet dedim de, geçen hafta içinde Ayvalı Barajı’ndan tarlalarına yeteri kadar su verilmediği için mahsülleri tarlada kuruyan ve binlerce lira zarara uğradıklarını haykıran, adeta isyan noktasına gelen çiftçiler, Büyükşehir Belediyesi önünde eylem yaptılar, kuruyan mahsülleri getirip belediye kapısı önüne bıraktılar.

İddia edildiği üzere, KASKİ, hakları olan suyu vermiyor, üstelik de KASKİ Genel Müdürü sevgili Ahmet Kavak’ın, ‘Ne haliniz varsa görün, ekerken bana mı sordunuz!’ tarzı biçimsiz çıkışı ile tepkileri, şimşekleri üzerine çekerken, bir-iki gün sonra gelen açıklamadan kimse tatmin olmadı.

Dört bir tarafı sularla çevrili şahsım şehrinde, tarlaların susuz kalması hayra alamet değil. Kuruyan, çürüyen mahsüller, çiftçilerin milyonlara varan zararları, yarın market raflarında yerini farklı biçimde alacak.

Çiftçi ilgi bekliyor, destek bekliyor, hakkı olan suyu istiyor.

Barajınızda yoksa, havzanızda damlası yoksa suyun, keşke gönlünüzden akanı verseydiniz de, adamları mağdur etmeseydiniz!

*

Ayvalı Sulama Birliği Başkanı var. Erol Geyik. DSİ 20 Bölge Müdürü (bakın ismini bile bilmiyoruz) var. Siyasiler de müdahil olsalar bu ciddi soruna, çıkıp birer ortak açıklama yapsalar, yanlarına KASKİ Genel Müdürü de olsa, çiftçilerin birkaç kişiden oluşan temsilcileri ile bir araya gelseler, birbirlerini bir anlasalar, ortak noktada buluşsalar, ikna olsalar en önemlisi.

Ama yok, yok işte. Bu şehirde istişare, diyalog kültürü gelişmeyince, saldım çayıra, Mevla’m kayıra zihniyeti sürüp gidiyor.

O bakımdan kimsenin kimseye ne güvenci kalıyor, ne inancı. Zaten şehir de dedikodularla, iddialarla ve algılarla yönetildiği için, herkes de bu zihniyetin peşine takılıp gittiğinden, olduğumuz yerde saymaktan başka bir şey gelmiyor elimizden.

*

Partili partisiz herkes ekonomik sıkıntı içinde. O toz pembe hayaller, açıklamalar, haberler, yazılar çok da inandırıcı gelmiyorken insanlara, cebinde olmayıp da yüreğinden vermeyi düşünemeyen siyasiler, topluma umut aşılama yerine, çözüm üretme yerine boş hayallerle belirsiz hedeflere yeleken açınca, umutsuzluklar, kaygılar, yarınlara olan endişelere daha da artıyor.

Siyasiler, cebinde yoksa bile yüreğinden geçeni verse insanlara mutlu olacak da, demek ki o da yok!

Olmayınca, olmuyor işte!

*

Stad meselesi… Bu sezon takımımız 3. ligde top koşturacak! Her sahada koşturan siyasilerimiz, yerel yöneticilerimiz, sıra ve mesele futbola gelince, takımın maçlarını nerede oynamaya geldiğinde, topu taca atıyor.

Topu taca atmak kolay da, kenarda topu tekrar oyuna sokan çocuklar olmasa maç tamamlanmayacak mı? Oyun sürmeyecek mi? Hakem müdahil olmayacak mı?

Bu şehrin hakemi kim?

AK Parti İl Başkanı, yerel siyasetin hafızası sayın Fırat Görgel. O da futbolu bilir, çok da iyi top çevirir, gol atar! Allah var, stad meselesi içini çok uğraş verdi, herkesle bir araya geldi, ortak bir noktada buluşma için gayret etti, lakin olmayınca olmuyor işte.

Çünkü cebinde olmayınca kimse yüreğindekini vermeye yanaşmıyor.

Demek ki o da yok!

 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol