Televizyon tartışma programlarını izlerken, bu kelimeyi çok duyuyordum. En çok da muhalif siyasetçiler iktidara karşı silah gibi kullanınca, kelimenin pek de iyimser, hoşa giden bir ifade olmadığını anlıyordum da, ayrıntısı için Google babaya sormayı düşündüm.
Sordum, zorba demekmiş. Merhametsiz, acımasız. Gücünü zorbalıktan alan kişiler.
*
Son günlerde yine marka ve firmalar kadar bazı belediyelere saldırılar hız kazandı. Radar koysan nafile, hızını alamayıp eleştiriden çok hakarete, incitmeye, küçük düşürmeye, itibarsızlaştırmaya, daha ileri gidersek iddia adı altında iftiraya varan sosyal paylaşımları sizi temin ederim artık ciddiye alan kalmadı.
Muhatabı olan marka ve firmalar ve belediyeler sadece gülümsemekle, (çoğu ağzı ile değil) fırsat bulursa da küfretmekle yetiniyorlar.
*
Uzun süredir sesi soluğu çıkmayan, sonradan ne olduysa oldu, biri bir yerlerine bir şey batırdı herhalde ki, yeniden hortladı, o da diğer sosyal medya maymunları gibi, klavye kahramanları gibi, kendini olsa neyse de, elindeki telefonu ve omuzuna geçirdiği kamerayı yargısız infaz hâkimi yerine koyan çapulcu takımı, bu kez de yine ünlü bir markamızı talanla, yağma ile suçlamaya başladı.
Ne alaka ise!
Yalan ve iftira bunların ağzına sakız olmuş, çiğnedikçe küçüldüklerinin farkında değiller. Zaten yok hükmündelerdi, zaten küçüklerdi, zaten toplumdan ve sektörden dışlanmışlardı, zaten iki paralık baskın karakterleri ile toplumda ‘istenmeyen adamlar’ sınıfına dâhil edilmişlerdi, zaten karşılıksız çek konumundaydılar.
Niyetleri belli. ‘Beni gör işte!’
*
Kimisi çöp üzerinden, kimisi Bertiz’in bir mahallesi üzerinden, kimisi bir bardak su üzerinden tamamen yıpratmaya yönelik paylaşımlarla kıçlarından uydurdukları ‘araştırmacı-gazeteci’ kılıfına sığınarak onu bunu çarpma, tehdit ve şantajla beş-on kuruş kapabilme yarışında olan bu sözüm ona rakipsiz rekabetçilerin birine sevgili Ali Dökme’nin verdiği cevap bir şamar gibi, bir tokat gibi suratlarına inince, herhalde felekleri şaşmıştır.
Herhalde sert kayaya çarpıldıklarını öğrenmişlerdir.
*
Dulkadiroğlu Belediyesi en dürüst, en başarılı yerel hizmet veren bir kurum. Bu tartışılmaz. Başkanları da, yardımcıları da, ekibi de hakeza. Ama çamur at izi kalsın sistemi-çirkefliği her nedense bu ilçe üzerinde daha yoğun!
Bu çapulcuların bir şey bildiklerinden değil, beklentilerine cevap alamadıklarından saldırıları.
Bir insanda ar-namus, utanma olmayınca, ne yapsan yap, tükürsen rahmet diyecek, bereket diyecek, yağmur yağıyor diye sevinecek.
*
Siyasilerin birbirine söyledikleri ‘ceberrut’ bu yazının dışında.
Ulusal televizyon kanallarının canlı tartışma programlarında söylenenler beni, bizi ilgilendirmez. Ama içimizdeki ceberrutların şerrinden Allah muhafaza buyursun!
Buyursun da, olan şehrin değerlerine, milli ve yerli servetlerine, markalarına, işini yapan dürüst insanlarına ve özetle kadim şehrimize oluyor.
Yoksa bu çirkeflere, bu pisliklere bulaşanların kaç kuruşluk mahlûkatlar olduğunu bilmeyen yok bu şehirde.
İmalat artıkları yani.





