Geçenlerde, bir televizyon kanalının ana haber bülteninde ‘tabela’ olarak gösterildi. Sanki aklımda kaldıysa romanı da vardı. Okuduğumu da zannediyorum. Belki de Demirpençe miydi.

Türkçe bir kelime.

Tuttuğunu koparan, ele aldığı şeyi bırakmayan, giriştiği veya ele aldığı her işi başaran, becerikli, azimli, kendini hedefe odaklamış, kararalı, sivri çıkışları olan, üstlendiği sorumluluğun altından kalkabilecek yetenekte insan tipi…

Büyükşehir belediye başkanlarından hangisi bu tanıma uyuyor?

Hayrettin Güngör mü, Fırat Görgel mi?

*

Hadi diyelim, bu tanımı sadece büyükşehir belediye başkan adayları için kullanmayalım, milletvekillerini de terazinin kefesine koyalım, bu tanımın içinde değerlendirelim.

Eski bakan Vahit Kirişçi, gerçekten tuttuğunu koparabilen birisi mi? Ya da tanımdaki gibi, giriştiği veya ele aldığı her işi başarabilen bir siyasetçi olabildi mi?

Şimdi siyasetin abisi diyorlar. Olabildi mi? Yerelde siyaseti dizayn edebildi mi? Yahu, yüzü gülmeyen, gülümsemeyen kimseden abi de olmaz, siyasete ayar verecek tasarımcı da olmaz!

Bakanlığı sırasında bile talihsiz açıklamaları, canlı yayında Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan’dan yediği fırça bile daha unutulmamışken, dumanı üstünde iken, koyduğu hedeflerin hangisine ulaşabildi?

Sanki Türkiye’de tarım yapacak arazi yokmuş gibi, kırılmış gibi Sudan’da, Venezüella’da tarım yapacaktı, gerçi hükümet politikası idi, uçakla birkaç kez Venezüella’ya da gitti, ee, hani tarım, hangi ürün, hangisi tarladan marketimize girdi, evimize, mutfağımızda yerini aldı?

*

Ilıca’da iken, Onikişubat belediye başkan adaylarından bir isim, Ilıca’nın akil insanlarından bir dostu aradığında, ki kendisini dev aynasında görmüş olmalı, adayın kendisi olacağını, destek beklediğini ifade ederek, kendini şimdiden Onikişubat belediye başkanlık koltuğuna oturtmuş bile.

Planı yok, projesi yok, çap yok, ufuk yok!

Olmayanla yola çıkacağını zanneden bu arkadaş herhalde köyündeki enerji tesislerine güveniyor olmalı ki, bayağı iddialı konuşmuş.

Yazının başlığındaki gibi, tuttuğunu koparabilir mi? Üstlendiği sorumluluğun altından kalkabilecek yeteneğe sahip mi, ekibi var mı, yola çıktıklarını yolda bıraktığına göre o yolun yolcusu olmaktan kurtulabilecek mi?

*

Dulkadirdoğlu için bir siyasetçinin bastırması, ısrar etmesi kâfi gelecek mi, bu ayın sonunda açıklanacak listede bakalım amacına ulaşacak, hedefi tutturabilecek mi? Başkan Necati Okay kalır mı, yoksa Yeniden Refah adayı Mehmet Akpınar maratonu önde bitirir mi, depremde meslektaşlarına dair krizi, sorunları başarı ile yönetebilen Abdullah Kalın’ı niye unutuyorsunuz, ilçenin canı olacak Selahattin Can’ı görmezden gelmek ne kadar etiğe sığar!

Son günlerde Hayrettin Güngör Başkanın sağ kolu, inşaat mühendisi Hanifi Toptaş adı öne çıkarken, kentsel dönüşüm meselesinde ciddi bir tecrübeye sahip Ahmet Bülbül devreye girer mi, belediyeciliğin gerçek anlamında kitabını yazan Osman Okumuş cankurtaran simidi olarak bu ilçeye görevlendirilir mi, beklemek gerekiyor.

Ay sonuna kadar…

*

Biz kimsenin şahsiyetinde sorun görmüyoruz. Hepsi de aslan gibi arkadaşlar. Fakat çalışanı yönetmek, krizi yönetmek, yumak haline gelen sorunların üstesinden gelebilmek, tuttuğu işi başarı ile yürütmek her babayiğidin harcı değilken, siyasetin abisi (ki çok tartışılan bir mesele) denilen Prof. Dr. Vahit Kirişçi bakalım isimler üzerinde ne kadar etkili olabilecek, büyükşehir için listenin ilk sırasında yazılı olan Fırat Görgel’den sonra il başkanı kim olacak?

Görgel büyükşehir belediye başkanı olduğunda il teşkilatından elini çekebilecek mi, yoksa geldiği yeri kontrol altında tutabilmek için güç gösterisinde bulunacak mı?

Bazıları zannediyor ki, ‘Mehmet Fiskeci Fırat Görgel’in büyükşehir belediye başkanı olmasına karşı’

Ne haddime! Sayın Cumhurbaşkanı öyle tensip buyurduktan sonra bize lahmacun yemek düşer. Senelerdir bu şehrin Ertuğrul’u, siyasetin beyefendisi, partinin mutfağından gelen, emeği sinen sevgili Görgel’e karşı olmak, adaylığına tepki göstermek haddimiz değil. Bazı dış güçler, aramızı açmaya  çalışsalar da nafile. O benim evladım, kardeşim, mahallelim. Hangi görev tevdi edilirse başarılı olacağına inanıyorum. Hayırlı olsun, Rabbim utandırmasın!

Kimse benim kadar sevemez O’nu! Ne diyorsam, o…

*

Dedim ya, çakırpençe olmak kolay değil. Herkesin harcı da değil. Her babayiğidin üstleneceği misyon hiç değil. Hele şu bir-iki günü atlatalım, sonrası Allah kerim!

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol