Bir insanın anne karnında gelişmesinden doğumuna ve akıl çağına ulaşmasına kadar en az 20 yıl gerekiyor.

Onun yapısını anlayabilmek için 30 asra ihtiyaç var. Ruhuyla ilgili gerçekleri anlayabilmek için neredeyse sonsuzluk kadar uzun bir zaman dilimi gerekiyor.

Yani her nefeste emek. O emeği en çok annelere sormak gerek. Ama o emekleri yok etmek için üretilmiş bir virüs nice insanın toprak olmasına yol açıyorsa bunun adına kader demek haksızlık olur. Yapay ölümlerin acımasızca üretildiği bir dünyada.

*

Bu dünyada adı sağlıkla anılan ve öznesi insanları yaşatmak olan örgütler var. Onlar isteseler dünya yaşanır hale gelir, ölümlerin önüne geçilir ama birçoğu şimdiki zamanın yasalarını uyguluyor.

"Ölüm sayısı arttıkça" gelirlerinin arttığı bir dünyaya hizmet ederken!

Üretilen virüse karşı hepimiz aynı mücadelenin içindeyiz ama bazı ülkeler var ki içler acısı.

Hindistan'da pandemiden insanlar kırılıyor durum felaket. Manzarayı gururla seyredenler "Nasılsa yeni dünyada onların yeri yok bırakın ölsünler" derken ellerini ovuşturuyor.

Çünkü anlaşma böyle! Dünya Sağlık Örgütü'nün gözleri paradan başka bir şey görmediği için insanların onların hayatında çöp kadar değeri yok.

*

DSÖ’nün yıllık bütçesi 5 milyar dolarmış. Onlar topladıkları yardım paralarını cukka yapıyorlar faizler de keyiflerine kahya! 5 milyar dolarlık yıllık bütçenin sadece yüzde 4'ü sağlık harcamalarına ayrılırken örgütün seyahat harcamaları bile daha yüksek. Virüsün ilk zamanlarında yazmıştım.

DSÖ denen insanlık dışı örgütün para için ruhunu satacağını nereden bilelim. Nereden bilelim dünya savaşlarının şekil değiştirdiğini, virüs üretmenin ve dünyayı mahvetmenin krallığına soyunanların bu kadar kalleş olacağını."

*

DSÖ için Bill Gates gibilerinin ağzının içine düşmek, ölen garibanların derdine düşmekten çok daha önemli. Çünkü kendilerine yeni bir gezegen icat etmek isteyenler için en anlamlı ticaret ölüm yatırımcılığı.

Timsah ve çakal arkadaşlığı. Amerikan eski Başkanı Bush'a ayakkabı fırlatan gazeteciyi saygıyla anarken, bizim buradan attığımız taşların o alçaklara ulaşamayacağını düşünmeyin.

Başına taş düşecek korkusuyla havaya bakarak yaşayanlar bir bakarsınız yerdeki çakıl taşına takılıp ölürler.

O çakıl taşı bizim taşımızdır. Ve her çakıl taşının içinde binlerce çocuğun ahı vardır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol