“Babam Dr. Hacı Duran Gökkaya hayattayken 2011 Milletvekilliği Seçimleri sonrası Kahramanmaraş’tan bir gazeteci Mehmet Fiskeci babamı eleştiren bir yazı yazmıştı. Açıkçası sinirlendim. “Kim bu adam dedim?” Yaşta daha genç tabi. Babam eleştirebilirler dedi. (Ben eleştiriler karşısında sakin olmayı ve eleştirileri dinlemeyi babamdan öğrendim.)

2013’te babam vefat ettiğinde aynı Mehmet Fiskeci babamın memleket için önemli olduğunu kaleme alan bir yazı yazmıştı. Cevaben teşekkür mektubu yazdım.

Adaletli, gerektiğinde eleştiren, gerektiğinde övmesini bilen gazetecilere ihtiyacımız var. Mehmet Fiskeci bu gazetecilerden biri.

Tabi Kahramanmaraş’ımızda bu hasletlere sahip birçok değerli gazeteci var, (belirtmem lazım belki ama) hepsini tek tek yazamam.”

*

Yukarıda okuduğunuz satırlar, merhum Hacı Duran Gökkaya’nın mert, delikanlı, özü sözü bir evladı Murathan Gökkaya’ya ait ki aynen doğrudur.

Mekanı cennet olsun, değerli insan Dr. Hacı Duran Gökkaya için eleştireler yazılar yazdım. Ancak Aksu Tv.ye çıkartıp canlı yayın da yaptım. Ancak eleştirirken sınırları zorlamadım, hududu geçmedim, eleştirsem de nezaketi elden bırakmadım, bırakamam. Merhum ile bir tuzumuz-ekmeğimiz vardı.

Göksun’un elması meşhur.

Biz elma demesini de biliriz, alma demesini de. Bu arada, sevgili Murathan’ın bölgesi için verdiği mücadeleyi onaylıyorum, her cümlesine imzamı atıyorum. Neticede doğup büyüdüğü topraklara borcunu ödemeye çalışıyor.

Vefa borcunu yerine getiriyor, ne var bunda!

*

Onu çok sevdiğim bir kere daha, üzerine basa basa ve yürekten tekrarlarken, babası merhum Hacı Duran Gökkaya’yı bir kere daha rahmetle anıyorum. 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol