Maşallah ağzını açan şehri ayağa kaldırmaktan söz ediyor. Yerel yönetimlere aklı yetmeyen, hatta bu şehirde bile yaşamadığı halde uzaktan kumanda ile şehri ayağa kaldırmaya niyetli o kadar çok insan var ki, sürüsüne bereket diyesin geliyor.

Siyasetçisi ayağa kaldırıyor şehri, yeniden ihya ve inşa ediyor. Sivil toplu kuruluş kanaat önderleri de öyle, gazeteci arkadaşlarımız boş durur mu, onlar da bu meselede neredeyse uzman kesildiler, her gün şehri ayağa kaldırıyorlar Allah esirgesin, esnaf ve sade vatandaş ise öyle fikirler atıyor ki ortaya, inşaata mühendisleri, harita mühendisleri, şehir planlamacıları ve mimarlar bile yanında staj yapamazlar.

Kaldıran kaldırana.

*

Kahvede deprem sonrası konuşuluyor, hamamda, berberde, birkaç kişinin bir araya geldiği muhabbet ortamında bakıyorsun şehir birden ayağa kalkmış, ihya ve inşa olmuş, hayat eski düzene girmiş, yaşam normale dönmüş!

Fikir beyan eden çok, lakin bu şehirde icraat yok!

Özellikle Trabzon Bulvarı ve çevresi çadırkente, konteyner kente dönüşmüş durumda. Çoğu da boş. Bereket versin Samsun, Kocaeli belediyelerinin çarşıları esnaf için umut oldu da, kısmi rahatlık geldi esnafa.

Yeterli mi, kurtarır mı, tabi ki değil. Kurtarsa dükkan senin diyeceğim de, dükkan benim değil.

*

Bakın vatandaş sizlerden daha akıllı. Sizler, günü kurtarmak adına herkesin söylediğini, konuştuğunu kendi fikriniz gibi sürüyorsunuz piyasaya, sahaya. Vatandaş da ağzı açık ayran delisi gibi, aval aval sizi dinliyor.

Vatandaş da demiyor ki, ‘Ulan bunu ben söylemiştim, benim söylediklerimi bana satıyor, papağan gibi tekrarlıyorsun!’

İlçelerde ve merkezdeki bilumum başkanlar depremde yıkılan konutların yerine çadırlar kurdular, konteynerler yerleştirdiler.

Ama çoğu boş.

Çadır kuracağınıza, konteynerler ile vakit öldüreceğinize, o kadar masraf edileceğine, bir an önce, başlamışken direkt olarak kalıcı konutlar inşa edilse daha iyi olmaz mıydı?

Zaman kaybı yaşanıyor, vakit geçiyor.

*

Bu şehir yeniden ihya ve inşa edilecekse, ki başkanlar da öyle düşünüyordur, bir koordinasyon kurulmalı, ekip oluşturulmalı. Bu ekibin içinde birkaç aklı başında, çalıp çırpmamış, dürüstlüğü tescillenmiş-kanıtlanmış müteahhit, birkaç inşaat mühendisi, birkaç şehir planlamacısı, birkaç mimardan oluşan ekipten çıkacak ortak akıl, ortak fikir ile kalıcı konutların yapımı noktasında birliktelik sağlansa, şehir daha çabuk ayağa kalkar.

Bakıyoruz, çadırlarda yaşam ve konteyner çarşılar, işyerleri kalıcı duracak gibi görünüyor.

Niye oyunda oynaştasınız, onu anlamıyor kimse. Zemini güçlü alanların bir an önce tespit edilip, kurulacak koordinasyon ekibi ile şehrin yeniden imarı ve inşası kısa sürede bitebilir.

Aksi halde zaman kaybı, o çadırlara ve konteynerlere verilen paralar, göreceksiniz yakın tarihte çöplüğe dönüşecek.

*

Bu işi sadece belediye başkanlarının bireysel düşünce iklimlerine, birkaç aklı yetmez müteahhit ve inşaat mühendisinin, hatta harita mühendisinin insafına, tasarrufuna bırakılmamalı.

Şehirde başkandan geçilmiyor. Herkes müteahhit, herkes deprem uzmanı, herkes inşaat mühendisi kesilince, yaşamın normale dönmesi, insanların işyerlerine ve konutlarına dönmesi zaman alıyor, beklentiler ümitsizliğe evriliyor, kaygılar artıyor, kuşkular hormonlaştırılmış gibi büyüdükçe büyüyor.

Kaybedecek zaman yok!

Özetle, bu şehir mutlaka ayağa kalkacak. Doğru adımlar, doğru adamlar ve doğru zamanda…

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol