Gerek tuttuğumuzu takım yüzünden, gerekse gönül ve oy verdiğimiz partiler yüzünden birbirimizden koptuk, ayrıştık, kutuplaştık. Aile içinde bile fikir ve görüş ayrılığı yerini düşmanlığa, nefrete, kine dönüştürdü.

Küsmeler, kırılmalar parti yüzünden, takım yüzünden başladı.

Senin adamın, benim adamım yüzünden birbirimizle selamı sabahı kestik. Komşuluk ilişkileri zaten pamuk ipliği kadardı, o da bitti, aile içinde düşman kardeşler filmi oynanmıyor sanki, herkes birbirinden kopuk, ayrık otu gibiler.

Gençleri tutamaz, dizginleyemez hale geldik. Toplumsal muhalefet her geçen gün yaygınlaşır, dalga dalga ülkemin semalarında dolaşırken, ekonomi zaten berbat, insanlar geçim kaygısında iken, bizim birleşmeye, uzlaşmaya ihtiyacımız varken, hani bu ülkeyi ortak akılla yönetecektik, hani ortak akla önem verecektik, sizlere ömür!

*

Aynı fikirleri paylaşamadığımız biriyle dost olmak çok mu zor geliyor bize?

Evet, giderek kutuplaşıyoruz, kutuplaştıkça da sosyal ve siyasi atmosfer, halkımızı yalnızca benzer düşünenlerle ilişki kurmaya itiyor. Sadece seçmen yaşına gelmiş olanlar değil, çocuklar ve ille de ergenlik yaşayanlar bile bu kutuplaşmadan kendine düşen payını alıyor.

Kendisi gibi düşünmeyen,

Kendisi gibi yaşamayan,

Kendisi gibi takım tutmayan,

Kendisi gibi aynı partiye oy ve gönül vermeyen,

Kendisi gibi inanmayan, giyinmeyen, kendisi ile aynı iktisadi modelden yana olmayanlar…

*

Kabul etseniz de etmeseniz de gerçek, önyargı ve uzak durma eğilimi ve hatta şiddet uygulama kabalığı, her zamankinden daha yaygın hale geldi. Açın televizyonları izleyin, açın gazeteleri okuyun!

Ancak bu eğilim, insan olmanın derinliklerini kaçırma tehlikesini de beraberinde getirirken, biz daha neyin hesabındayız, neyin peşindeyiz, bilen varsa söylesin birader!

Bırakın siyasetçiler kutuplaşmadan, ayrışmadan beslensinler, bize ne, sana ne, bana ne! Biz fikir olarak, akıl olarak sağlıklı beslenelim, önemli olan o..

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol