Depremin üzerinden neredeyse 35 gün geçti.

Depremde dünyasını değiştirmiş olan arkadaşlarımızı rüyalarımızda görmeye başladık.

Deprem günlerinde doğan çocukların birkaç güne kırkı çıkacak.

Tırnaklarımız uzadı, saçlarımız uzadı.

Ağaçlar çiçek açmaya başladı.

Kediler, kuşlar, hayvanat korkmadan ortalarda gezinmeye başladılar.

Hayatta kalanlarımız, geçmiş olsun ziyaretlerimizi yapmaya başladık.

Günü gelenlerin teker teker öldüğünü duymaya başladık.

İlahi sistem devam etmesi gerektiği gibi ediyor.

*

Şehir merkezindeki ölüm sessizliği yavaş yavaş yerini çaresiz bakışlarıyla enkazların arasında dolaşırken, yaşananlara anlam vermeye çalışan insan kalabalıklarının uğultusuna bırakmaya başladı.

İşletmeler kendi kısıtlı imkanlarıyla yıkıntıları temizlemeye devam ediyor.

İşletmemizin de bulunduğu Dulkadiroğlu Belediyesinin Başkanı Necati Okay hazretleri haftalar sonra depremzedelere çadır ziyaretleri yapmayı tenezzül buyurmuş.

Avrupa moda dünyasına üretim yaparak, ülkeye katma değer üreten işletmelere, el altından bile olsa bir geçmiş olsun demeye gerek duymadılar hazretleri.

İşletmelerin tapulu arazilerini başka şahıslara satarak, gasp ettiği arazileri FETÖ şaibeli şahıs ve işletmelere peşkeş çekmekte gösterdiği performansı, depremin akabinde açıklaması gereken, eylem planları, şehri ayağa kaldıracak projeleri aceleyle hayata geçirerek, kıyameti yaşamış insanlara ümit olma konusunda da beklerdik. Elbette böyle bir durum söz konusu değil, çünkü öyle bir eylem planı, bir proje yok.

Olacağı da yok.

*

Belediye başkanlığı gibi en çok çalışma ve çabukluk isteyen bir vazifeye talip olması ve üzerine bir de bu makama getirilmesi ve bunca zamandır işletme sahiplerine yaptığı zulme sessiz kalınması, ele gelir hiçbir hizmetinin olmadığı gibi hizmet yapacağı gibi bir kapasitede olduğuna dair hiçbir belirti olmayan bu zat-ı muhteremden, Maraşlılar olarak tek bir beklentimiz var.

O da bir an önce zihniyet akrabalarından oluşturduğu ''icraatleri'' dillere destan meşhur ekibiyle birlikte, ilahi sistemin ideal şekilde işlemesinin önünde engel teşkil etmemek adına bu görevi, ''İnsanı yaşat ki devlet yaşasın'' ilkesini damarlarında dolaşan kanında kanılaştırmış, insanın Allah'ın en kıymetlisi olduğunu Kuran'dan okuyarak kendi başına bulmuş ve bunu kanıksamış, içinde insan sevgisi olduğu kadar teknik donanımı olan veya teknik donanımlı insanlara iş vermek konusunda kimseye eyvallahı olmayan, çalışkan tabiatlı insanlara bu işi bırakmasıdır.

*

Maraşlılar olarak en azından bu erdemli ve onurlu hareketi kendi zat-ı şahanelerinden bekliyoruz.

Bu beklentim Maraş'taki üç belediye başkanı için de geçerlidir.

Bugüne kadar görmedik ama bir yiğitlik yapıp, terk eder misiniz o makamları, zoraki terk gelmeden, bilmiyorum.

Ve halktan helallik isteyin!

Fakirlikle korkutulmaktan ağzını açacak hali kalmayan, bu onurlu halk sizi inşallah affeder.

Kalın sağlıcakla!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol