banner1483

Biliyorsunuz, geçen hafta sonlarında, İstanbul’da Kahramanmaraş Tanıtım Günleri vardı. Kentin tanıtımı noktasında yararlı bir faaliyet iken, kimileri turistik seyahate gider gibi uçak beleş, konaklama beleş, Boğaz’da vapur turu beleş olunca, gazeteci ayaklarına yaktanlar soluğu İstanbul’da aldılar.

Oh, oh! Gel keyfim gel!

İstanbul’a gidip de tanıtım günlerine katılmayanlar bile olurken, beleş geçinenleri bir kenara bırakıyorum, konumuz bir kere daha, yine ve yeniden Kahramanmaraşspor!

Tabi unutmuştuk. Tabi ki unutturdular bize. Bu takım şimdi süper ligde olsa unutur muyduk, unuttururlar mıydı? Tepemizde boza pişirir, davul çaldırırlardı.

*

Hadi inkâr etmeyin, etmeyelim. Unuttuk bile. Unutturdular evet. Bakın, yerel gazeteler bile haberini yapmaz oldular. O kadar ki, madem takımın 3. lige  düştü, son maçlarını bile gazetelere taşımaktan imtina ettiler. İnternet siteleri de buna ayak uydurunca, taraftar da unutanlar kervanına katılınca, takımın kuru kuruya adı kaldı ortalıkta.

Sahip çıkan zaten olmamıştı hayatı boyunca!

Şimdi 2. Ligden düştük ya, ne arayan var, ne soran. Tabi ki düşenin dostu olmuyormuş. Bu takım süper ligde olsa, bakın bakalım başkanı olabilmek için kimler yarışa katılacak,  kimler para dökecek ortalığa!

Ama büyüklerin deyimi ile öküz öldü, ortaklık bitti…

*

Şimdi, bu meseleye neden ihtiyaç duyduğuma gelince…

İstanbul’daki Kahramanmaraş Tanıtım Günlerinde, siyasiler, bürokratlar, iş adamları, STK temsilcileri Kahramanmaraşspor’un kırmızı beyazlı kaşkollarını çektiler boyunlarına.

(Büyükşehir Belediye Başkanı Hayrettin Güngör hariç)

Eh, yüreklerinde kırmızı beyaz sevdası olunca, Kahramanmaraş da bizim sevdamız ya, hani hep öyle dediler, bizi kandırdılar, takıma sahip çıkmadılar  ya, ‘sıcak hava, terlersek kaşkolla terimizi sileriz!’ düşüncesinden olsa gerek, kırmızı beyazlı kaşkolları boyunlarından eksik etmediler.

*

Bu durum, 8 sene emeğini, zamanını ve tüm imkanlarını takım için seferber eden, tüm eleştirileri göğüsleyen, delikanlı adam, yiğit insan, dobra kişi Kulüp Başkanı Fatih Ceyhan’ın dikkatinden kaçmamış. Hoş kaçsa da yapacak bir şey yoktu, reklam ve şov başarı ile tamamlanmıştı.

Bakın ne diyordu başkan sayın Fatih Ceyhan, içi yana yana; “Tanıtım günlerinde protokolün taktığı atkılar, bu şehrin takımının atkıları ama ne ilginçtir ki, aynı kadro takımın 2 sahasının da yıkılmasına göz yumanlar ve bu sezona da az kaldı ve hala ortada bir saha yok. Eğer birilerinin dediği gibi bu takım Fatih Ceyhan’ın şirketi ise, protokol benim şirketimin atkılarını niye takar? (haklı soruya hacı emmim ne desin!) Ayrıca aynı yerde Trabzonspor standı var, şehrin takımını davet bile etmediler. (Ne kadar ayıp! Hani Trabzon bizim kardeş şehrimizdi?) Lütfen bu mücadelede bana yardımcı olun, bu takım şehrin takımı, kendileri de atkısını takarak zaten bunu teyit ediyorlar. Şehrin tek takımı bu kadar yalnız bırakılmamalı, bu takıma sahip çıkalım!”

Bu satırları, Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu’na yazıyor, dertleşecek kişi adına, bir anlamda içini döküyor Başkan Fatih Ceyhan. Aman diyor, yardım bekliyor. Ne desin, ne yapsın sayın Yardımcıoğlu!

Peki, sadece benim değil, bu şehrin evlatlarının her daim sevgi beslediği, saygı duyduğu sayın Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu ne cevap veriyor, buyurun okuyalım; “Kahramanmaraşspor Kulüp Başkanı Fatih Mehmet Ceyhan beyefendi tarafından bana yazılan bir whatsapp mesajını okudum ve kendi kendime düşündüm. Sonrasında da buradan birkaç kelam edeyim istedim. Bu fotoğraftaki insanlar Ermeni milletvekili değiller, bu takımda Ermeni takımı değil ve Fatih Mehmet Ceyhan da Ermeni takımının başkanı değil.

Omuzlarına Kahramanmaraşspor kaşkolu takan insanların taktıkları kaşkollar lisanslı ürünler mi bilemem ama kaşkolunu taktığınız takımın başkanını da o tanıtım günlerine keşke davet etseydiniz, ne güzel olurdu bence.

Hani Kahramanmaraşspor ya bu takımın adı. Hani Kahramanmaraşlıyız ya. Hani siz de Kahramanmaraş vekillerisiniz ya. İnsanları kendinize kötü konuşturmaya ne gerek var sayın beyefendiler!

Bugün varsınız yarın var mısınız bilemem ama insanlarla ilgili diğer insanların güzel şeyler söylediklerini duymak hoş olurdu ve hoş olur.”

Eleştirisi biraz ağır mı olmuş, bilemem… Kendisini bağlar! Haklı tarafı yok mu, ziyadesiyle var. Bildiğim şu, doğru bildiğini her daim dik durarak, eğip bükmeyerek söyleyen insandır sayın Yardımcıoğlu. Niye alınıyor, niye gocunuyor, yine çemkiriyorsunuz ki?

*

Peki, İbrahim Özdağ ne diyor. İbrahim Özdağ kim? Bir sporsever vatandaş. Futbol hastası. Otorite mi, belki değil ama kırmızı beyazlı takım taraftarı. Fanatik. O da üzgün takımın bu hallere düşmesinden!

Yüreği yanıyor belli ki. Herkes gibi o da düşüncesini paylaşmış benimle, diyor ki;  “Mehmet abi, burada bir yanlış var. Fatih Ceyhan bu takımı bırakmalı, yapamıyor. Taraftar istemiyor, halk istemiyor, bu diretme neyin nesi? Hani şehir milliyetçiliği, hani şehir sevgisi? Fatih Ceyhan bu takımı bırakmazsa bu takım amatöre kadar düşer. Zaten gözlemlediğim de takımı düşürecek olan bu şehre olacak, yanlış yapılanma, yanlış transferler, doğru olan bir şey yok ki? Neden davet edilmediğini ilk önce kendisine sorgulayacak, sonra bu soruyu soracak. Bu takım süper ligde olması gereken bir takım bence bütün suçlu sayın Ceyhan; ‘takımı dernek yapacağım’ dedi, neden yapmadı? Takım şehrin takımı dedi, takımı neden taraftardan ve halktan kopardı? Çok fazla uzağa değil, yanı başımızda Gaziantepspor örneği var. Fatih Ceyhan ceketini alıp gitmeli, yoksa bu sonucun tek sorumlusu kendisidir. Bu şehre ihanet eder, bu takım düşerse tarihte kara bir leke olarak kalır sayın Ceyhan!”

*

Biz, gazeteci olarak idama gidenin bile son arzusunu yazan insanız. İthamları, iddiaları tek satırla, tek kişinin düşüncesi ile bitirecek değiliz. Herkes yazacak, konuşacak. Hele hele önemli olan kırmızı beyazlı takımımız ise, herkes bu konuda özgürce fikrini beyan edecek!

*

Siz, “Bu şehrin sahibi yok, bu kadim şehrin abisi yok, şehir sahipsiz!” deseniz de, takımı bu hallere düşürenler, sahip çıkmayanlar yukarıdaki soruların ve iddiaların cevabını verecek!  

Hani biz öküz öldü ortaklık bitti diyoruz ya, o sarı öküzü vaktinde vermeyecektik!

Verdik, bakın başımıza ne haller geldi?

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol