banner1483

Batı’nın, ABD’nin İsrail’den sonraki şımarık veledi (çocuğu) Yunanistan ateşle oynayınca, Ege’deki adalarımıza yaptığı yığınakla el koyduğunu göstermeye çalışınca, e haliyle bizim de tepemizin atması normaldi yani.

Kimin malına çöküyordun hayırsız veled!

Babadan mı kazandın da, piyangodan mı çıktı, yoksa toto’dan mı da sahiplenmeye çalışıyorsun!

Sonunda sabrımızın sınırını zorladın, sabır taşını çatlattın, eh biz de boş değiliz yani. Ne yaptı sayın Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan da; ‘Ey Yunanistan, İzmir’i unutma!’ dedi. Kasımpaşa’lı ya, esti gürledi.

Hani seni o döktüğümüz deniz var ya, orayı kast etti. Unuttuysan hatırlattı. Batının ve ABD’nin soytarısı, şamar oğlanı, İsrail’den sonraki karakolu, bekçisi Yunanistan, etine buduna bakmadan bize kafa tutmaya çalışınca, sayın Erdoğan aslanlar gibi kükredi, ‘Bana bakın, bana! Bir gece ansızın gelebiliriz!’ dedi.

Gözdağı verdi.

*

Ben ise, bir gece anasızın gidebilirim. Belki de gündüz gözüyle, belki de kuşluk zamanı, belki de gecenin en derin uykusunda iken, belki de bir akşam üstü, belki de ikindi vakti firik yerken, tası tarağı toplamış gidebilirim buralardan.

Haberiniz bile olmayacak!

Vedalaşmaya fırsatım da kalmayabilir!

‘Hakkınızı helal edin!’ bile dememe fırsat bırakmayacak emanet sahibi.

Borçlarımı ödemeden, alacaklarımı tahsil etmeden de ansızın, kimseye haber  etmeden, en yakınlarımı dahi görme fırsatı bulamadan…

Gidebilirim!

*

Kalmak mı zor, gitmek mi zor derseniz, yapacak bir şeyimiz yok! Emanet sahibi bilir her şeyi. Bu can bu bedende olduğu müddetçe, emanete ihanet etmeyeceğimiz kuşkusuz!

‘Durup dururken aniden gitmeler de nereden çıktı, dur hele! Daha bu şehre lazımsın, yapacak, yazacak çok şeyin var!’ diye içinizden geçenleri okusam da, yaş kemale erdi. 70’i geçeli seneler olmuşken, bazı dostlarımızın deyişi ile  artık topraksı topraksı kokmaya başladık!

Kimbilir, bazılarınız da ‘Oh be! Gitti de kurtulduk! Neydi o yazdıkları…’ diye de düşünebilirsiniz. Saygı duyarım.

*

Gidebilmek kadar kalabilmek de mukadder. Ama kalabilmek elimizde değil. Gidersem yanımda kimseyi götürebilir miyim, işte o zor, hatta mümkün değil. Gidenlerden biliyorum, çıplak gelip, çıplak gittiler!

Ve yalnız…

Şeyhadil’de yer kalmadı diyorlar. Hasancıklı uzak diyenler var. Kapıçam’a uzaklığından ötürü burun kıvıranlar çok iken, içimden, ‘Amaaaaan! Ben gittikten sonra nereye isterseniz bırakın!’ diye geçirmediğimi mi  zannediyorsunuz!

Vakit saat gelince, her şey bahane. Her şey boş!

Allah imanı ile gidenlerden eylesin!

Not: Bu bir veda yazısı değil.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol