banner1483

Kış ortasında, karla mücadelenin yoğun olduğu günlerde, İngiliz büyükelçi ile balık yemeye gitti diye zılgıt yiyen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu için biliyorsunuz bu kez de devreye Cumhur ittifakının ortağı MHP Lideri Devlet Bahçeli devreye girmiş, “İmamoğlu görevden affını istesin!” demişti.

Tabi yaşananlardan sonra İmamoğlu affını ister mi, istemez mi, bilemeyiz. Bu kendi tercihi, kendi tasarrufu. Ama birileri istedi diye kimse görevinden affını isteyecek, koltuğunu terk edecek kadar enayi değil.

Hele hele İmamoğlu gibi dişli birisi, hiç değil.

*

Hatırlayın, uzak veya yakın tarihlerde, nice bakanlar, nice genel müdürler, nice belediye başkanları, kurum amirleri görevlerinden istifa ettiler, (pardon af talebinde bulundular) Cumhurbaşkanı sayın Recep Tayyip Erdoğan da kabul etti, yerine başkalarını atadı. Devlette devamlılık esastır, birileri gider, bir başkaları gelir.

Çark döner bir şekilde!

Ama niye gittiler, niye aflarını isteyip kenara çekildiler, meçhul. Tek bir satır açıklama, gidişe dair gerekçe yok!

Bakanlar da gitti, gidiyor. Hepsi giderken affını isterken, benim onlardan neyim eksik diye düşündüm, ben de affımı istemeye karar verdim.

Gitti gidiyor işte… Sırra kadem basıyorlar, bir müddet sonra ne cisimleri, ne isimleri kalıyor. Unutulanlar kervanına katılıp gidiyorlar işte.

*

Benim kafam kel mi diye düşündüm, sizlerden affımı istedim, talep ettim. Gazeteciyim, kendime ait gazetem ve internet sitem var, üstelik de değerli partnerim, meslektaşım Neşe Yıldızhan ile canlı yayınlar gerçekleştiriyoruz.

O’nunla birlikte çalışmaktan şikâyetçi değilim, üstelik keyif de alıyorum. İyi gittiğimizi söyleyenler çoğunlukta. Allah razı olsun!

Tamam da durup dururken helalleşme gibi affımı neden ve kimden istedim, meseleye açıklık getirmek istiyorum.

*

İçeriye dönersem; Aksu Tv’nun beğenilerek izlenen + - programını başarı ile sunan arkadaşlarımızdan Ali Eskalen kanaldan affını istedi, ayrıldı, sonra geri döndü ki isabetli bir karardı. Çok sürmedi, yine değerli meslektaşım Mehmet Taş da affını isteyerek Aksu Tv’na veda etti. kendi sosyal mecrasını kurdu. Hali de başarılı, tebrikler sevgili dostlarım.

Ama benim meselem başka…

Yazarken birçok arkadaşımızın, dostumuzun kalbini kırmış olabilirim. Suyum biraz sert! Canım cicim deme gibi bir huyum yok! Yazınca fincancı katırlarını ürkütüyor, yeri ve zamanı geldiğinde kral çıplak deyip acımasızca eleştiriyoruz, ölçüyü kaçırdığımızın olduğuna inanırım, bu bakımdan kırdıklarımdan, üzdüklerimden affımı istedim!

İstiyorum resmen! Hile ve cebren ile değil, açık yüreklilikle, samimiyetle…

*

Kalp kırmayı sevmem, lakin kötü bir huyum var, bilgisayarın başına geçince, ellerim klavye ile buluşunca, sizi temin ederim kendimi tutamıyor, eleştireceksem, döveceksem acımasızca vuruyorum.

Sevince de, övmek isteyince de sınır tanımıyor, Allah ne verdiyse yazıya döküyorum o güzel cümleleri.

Ondan ötürü, sadece yazı yetmez, bireysel ilişkilerde, toplantılarda, ulu orta yerlerde pot kırmış, gönül kırmış olabilirim. Pot kırmak sadece belediye başkanlarına mahsus değil. Ben de insanım, benim de canım var!

Benim de birinin kalbini kırma, pot kırma lüksüm olamaz mı?

Affınızı istiyorum o yüzden! 

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol