banner1597

Bir milletin hafızasında yalnızca bir tarih değil, aynı zamanda bir duruş, bir ruh, bir sarsılmaz irade olarak yer eder. “Bayrak Olayı” da tam olarak böyle bir hadisedir. Bir bayrak parçasından daha fazlası… Bir milletin onuru, bir halkın var oluşuna dönük bir saldırıya verilen en net cevaptır.

*

Bayrak, bir ülkenin yalnızca sembolü değildir; toprağı, birliği, acısı, şehidi, umudu ve geleceğidir. Bu sebepledir ki yüzyıllardır bayrağa uzanan her el, milletin kalbine saplanan bir hançer gibi görülmüştür. Bayrak Olayı’nda da incinen yalnızca bir kumaş değil, toplumsal hafızamızın en hassas yeriydi.

O günlerde insanlar öfke ile değil, vakur bir sahiplenişle bir araya gelmişti. Çünkü mesele siyasi tartışmaların, günlük çekişmelerin çok ötesindeydi. Bayrağa uzanan saygısızlık, hepimizi ortak bir paydada buluşturmuş; kim olduğumuzu, nereden geldiğimizi ve neyi savunduğumuzu bir kez daha hatırlatmıştı.

Bugün hâlâ aynı duyarlılığa ihtiyaç var. Zira bayrağa saygı, toplumun birbirine saygısının da temelidir. Gençlerimize bunu yalnızca törenlerde değil; evde, okulda, hayatın her alanında anlatmalıyız. Çünkü bir milletin en büyük gücü, ortak değerlerine sahip çıkma kararlılığıdır.

Bayrak Olayı’nın üzerinden yıllar geçti… Ama o gün verdiğimiz tepki, hâlâ içimizde bir yerlerde canlı duruyor. Bize düşen ise bu duyarlılığı öfkeye değil, bilince dönüştürmek; sembollerimizin değerini kavrayarak geleceğe daha güçlü yürümek.

*

Kısacası, bayrağa uzanan her el bize yeniden hatırlatır:

Biz bu topraklarda tesadüfen değil, bedel ödeyerek duruyoruz.

Ve bayrak, o bedelin sessiz ama en güçlü hatırlatıcısıdır.

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol