Hani bir dostunuz size haber vermek istediğinde sorar, ‘Önce iyi haberi mi vereyim, kötü haberi mi?’

Önce kötü polisi oynayarak toplumda kabul görmeyen hareketlerini, söylemlerinden başlamam gerekirse, depremin simgesi haline gelmiş, yüzlerce canın gitmesinde başrol oynamış Ebrar Sitesii önündeki eylemini doğru bulmadığımı yüzüne karşı söyledim.

Her ne kadar kendisi partiler üstü kalmayı başardığını söylese de, vatandaşa pek inandırıcı gelmiyor.

Netice itibariyle herkes de biliyor ki, kendisi de partili ve iktidar partisinin arka bahçesi konumunda. Oysa yönetiminde ve üyeleri arasında her partiden, her etnik kökenden arkadaşları varken, gidip de sırf birilerine yaranmak adına orada yönetim kurulu üyeleri ile ‘Maraş’ına sahip çık platformu’na destek amaçlı açıklamada bulunması doğru değildi.

Bunu yüzüne karşı da söyledim, arkadan konuşmak yok bizde!

*

Tabi ki Maraş’a herkes sahip çıkacak. Maraş’a sahip çıkmak kimsenin tekelinde de değil üstelik. Bu şehir sadece ağaların, ağır abilerin, zadelerin, beylerin şehri değil. Bu şehir kimsenin babasının malı, çiftliği değildir.

Sahip çıkacaksak, reklam yapmadan, eylemi şova çevirmeden, birilerini memnun etme zihniyeti gütmeden, sırf şehri ayağa kaldırmak, sorunun sesini duyurmak, deprem mağdurlarının yaralarını sarmak için sahip çıkmalı.

Depreme dair gelen yardımların kamuoyunda sulandırılması, farklı seslerin çıkması üzerine ‘Gerekirse gelen yardımları iade edebiliriz!’ demesi yersizdi. Amigoluğa gerek yoktu. Kaldı ki kamuoyu, bu hareketini iktidar kanadının değirmenine su taşımak şeklinde yorumladı.  

Çok da tepki aldığını kendisi de biliyor.

İyi niyetli miydi, bunda kuşku yok!

*

Depremin üzerinden 6 ay geçmiş, uykudan yeni uyanmış gibi, basın mensupları ile bir araya gelme düşüncesi mükemmel olsa da, zamanlama açısından şık düşmemişti. Geç kaldı yani…

Basın camiasını yakından tanıyor ve seviyor. Eyvallah! İmkânları ölçüsünde maddi destek de olmadı desem, yalan olur!

Zaman zaman değişik kesimlerle birlikte olduğumuzda, depremde işyeri hasar gören, hatta işyerlerini kaybettiğini söyleyen Ticaret ve Sanayi Odası üyeleri, aranmadıklarını, acılarının paylaşılmadıklarından yakınırken, Başkan Buluntu’yu başkasının emireri moduna soktular.

Hatta emanetçi diyenler bile çoğaldı. Kulağına kadar gelmemesi mümkün değil.

*

O gece, Şairler Tepesi’ndeki basınla buluşmasında, yönetim kurulundaki bayana takıldı arkadaşlar. Eczacı imiş. Kimden torpilli ise, yönetime kadar giren hanımefendiyi tanıyan olmayınca, soru da sormadı kimse, yerini de yadırgarken, ‘Sanayici olmayan birinin yönetimde ne işi olabilir?’ sorularının cevabı havada kalırken, sivil toplum kuruluşlarının ahbap çavuş ilişkileri ile sağlıklı yürümeyeceğine dair herkes aynı fikirde.

Merhum Mehmet Balduk'un isminin bir yere verilmesi gündeme geldiğinde, cevabı atladı. Çünkü verecek cevabı yoktu, haklı olarak. Kendi de söyledi, icra makamında değil. Karayolları, siyasi irade ve büyükşehir belediyesi bir karar verir, olur biter. TSO da öneride bulunabilir, başkası elinden gelmez zaten.

Ha, tek başına yetkisi olsa bile, yine de vermezler, veremezler! Aksini iddia edenle iddiaya girebilirim. Başka fikri olan!

*

Kıymetli başkan Buluntu, her ne kadar partiler üstü kalmayı başarıyoruz dese de, buna kendimizi inandırsak da, başkalarının arka bahçesi, payandası, başkalarının kurşun askeri olmayı kabul etmesi, kabul edilemez.

Bu bakımdan sanayi ve iş dünyasındaki notunu vermek her ne kadar erken denilse de, üyeleri, bizler ve kamuoyu kendi olmasını bekliyoruz.

Kendi iradesi, kendi kararları, kendi inisiyatifi ile Ticaret ve Sanayi Odasını yönetmesini bekliyoruz.

Sayın Buluntu, sana ağabey tavsiyesi; gelen - gidenle, o kadar çok fotoğraf çektirme. Daha dün Şahin Balcıoğlu’na yöneltilen ‘Ancak gezip tozmuşsun, ancak fotoğraf çektirmişsin, boş işler bunlar!’ diyenler, yarın aynı silahı sana çevirebilirler. Unutma!

Kendi silahınla vurulma derim!

O bakımdan bir kere daha diyorum, uyarıyorum, kendin ol, kendin kal!

*

Yazı uzadı, kısa kesmek zorundayım. Bugün belki kötü polisi oynadım, kıymetli başkanın eksilerini sıraladım.

Cuma günü de iyi polisi oynayıp, artılarını, yazdığı başarı hikâyelerini, şehre, ekonomiye sağladığı katkıları okuyacaksınız!

Dikkat!

Yorum yapabilmek için üye girşi yapmanız gerekmektedir. Üye değilseniz hemen üye olun.

Üye Girişi Üye Ol